Mutlu olduğumuz pek çok an oldu. Ama deniz kenarında yaptığımız ilk kahvaltıda hiçbir şeye benzemeyen bir sadelik ve yoğunluk vardı. Ümit bile bulaşmamıştı buna. Kusursuz bir birliktelikti bu; duyduğum mutluluk ancak seven ve sevilen kişinin ruhları dış dünyayla böylesine karışınca oluşabilecek bir şeydi; böyle anlarda taşların,çimen yığınlarının, berrak suların ve rüzgarın sakin sesinin gerçekten varolabileceği bir gezegende bir kerelik ortaya çıkan bir mekan olduğuna inanıyordu insan.