Aşk, bedenin ve ruhun baskı altına alınması değil, tam tersine onların özgürleşmesidir. Aşk, ruhun derinliklerinden yükselen bir melodi, bedenin sınırlarını aşan bir dans gibidir. Sevgiyle sarıldığında, ruh özgürleşir, beden hafifler ve her şey mümkün görünür. Aşk, iki varlığın birbirine dokunuşuyla yaratılan sonsuz bir evrenin kapılarını aralar. İşte bu yüzden aşk, baskı değil, özgürlüğün ta kendisidir.