“Eczacı kaşlarını kaldırdı ve sessiz bir anın ardından “Benimle gel,” dedi.
Bu bir teklif değildi, kabul edebileceği ya da reddedebileceği bir şey olarak ortaya atılmamıştı. Sadece, “Benimle gel,” demişti.
Her şey çok hızlı gelişti ama sonsuzluk gibi hissettirmişti.”