Gönderi

Sevdiğimi görmüşüm rüyamda. Başımda oturmuş saçlarımı okşuyor elleriyle. Saçlarımsa olmuş bir sarhoş. Geçip kendinden, kucağında dalgalanmak istiyor köklerini saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Oysa ben!.. Ben ki geçmişim kendimden yüreğimi saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Ve de yitirmişim bu yakıcı esintinin büyüleyen ezgisinde. Baktım yüzüne: Aniden oldu uykum param parça!.. Söylenmemiş sözlerle beslenmiş acı ıstırapların kahkahasıyla – ki hep taze tutmuştur bu acı ıstırapların kahkahasını kendi cehennemim, – ve de tutsak olan acı ıstırapların sözünü geçiremediği gözyaşlarıyla; Sonra da baktım Tarifsiz bir mutlulukla: Penceremin ötesinde bir saman alevi gibi yanıp sönen bu huzur dünyasına. Ama hep o merak!.. Ah o merak ki giderek büyüyüp gelişerek kendi kozasında; ve o merak ki darmadağın edip kafamı durmadan hep aynı soruyu sormada: "Acaba O da görmüş müdür bir saman alevi gibi yanıp sönen bu huzur dünyasının tarifsiz mutluluğunu kendi rüyasında?"
Sayfa 106 - Kırmızı Yayınları - 2. Baskı (2011)
·
189 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.