Bir dokunuş böylesine bir huzuru nasıl verebilirdi?
İnsan bir dokunuşla nasıl bu kadar hafifleyebilirdi?
Bu hissettiği duygu da neydi?
Bir dokunuş bedenin tüm ağırlığını alabilir miydi?
Sonje ilk defa gerçekten de anlamak istedi.
Savaşmak zorunda hissettiği, anlamak için kendini engellediği, içten içe küçümsediği insansılara dair her olgu bir anda, böylesine basit, siradan bir dokunuşla nasıl da anlaşılmaya değer hale gelmişti?
Hissettiklerini hissetmemek, düşündüklerini düşünmemek
istedi...
Kendisine bulaşan insansılığı suçlamak istedi ama zihninde yayılan bu duyguya nereden saldırırsa saldırsın, bu duygu
uyanmıs bir zihnin besini gibiydi, daha da uyanmak, anlamak için gerekli olan hammadde gibiydi...
İnsan bir dokunuşla uyandırılabilir miydi?
Daha önce anlamsız gelen bir sürü şeyi, bir dokunuş, anlamlı kılabilir miydi?
Bu insansiların izledikleri pornolarda, kadinların kendilerini soktukları o aşağılayıcı durumlarda,deforme edilmiş çiftleşmeyi merkeze koydukları bu dünyada belki de her şey, herkes "gerçek
bir dokunuşun" pesindeydi.
Bu sistem, o dokunuşun arayışinda, uyanabilmek için "o dokunuşu" arayan milyonlarca insansının çaresizliği olabilir miydi?
Çaresizliklerinin derinliğinde bu sistemin kendilerine sunduğu sahte yaşama nedenlerine, suni keyiflerine mi sarılmıştı zavallı insansılar?