Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
7/10 puan verdi
Hata Nerede?
Öncellikle bu tarz kitapları okuyacak okur kitlesi en azından belli bir tarih, coğrafya ve batı ile doğu toplumları sosyolojik yaklaşımlarından bilgi birikimine sahip olmalı ve bu tek taraflı kanalize olmamalı ayrıca objektif düşünebilmeli. İnceleme yapmamayı düşündüm sonuçta profosyonel bir eleştirmen değilim fakat incelemeler ve diğer yorumlarda şunu gözlemledim neden ortadoğulu toplumlar olarak kendimizi anlayamıyoruz? ve en kötüsü bir aşşağılık kompleksine sahipmiş gibi her olumsuz yorumu ya ölüm kalım savaşındaymışız gibi savunuyor veya işte biz böyleyiz zaten diye göklere çıkartan kabulleniş. Aslında Ortaçağ ve devamı İslamiyet ile birlikte bu batı doğu mücadelesinden çok dinlerin mücadelesidir.Hristiyanlarda muhtemelen ortaçağda benzer durumla karşılaştı aslında kendi dinlerinin söylediklerinin bir benzerini söyleyen ve bunu kilise ve onun hiyerarşik yapısına bağlı kalmadan klasik zamanda belli kıstasta hoşgörü ile harmanlayan ve doğru uygulayan bir dini siyasi-hukuki yönetim yapısı ile karşılaştığında ( İslamiyetin kuruluşundan itibaten) yaşadıkları sarsınti ve çelişkiler üzerinde durulmalıdır. Önce olağanca kötüleme , tiksinti sonrasında özellikle haçlı seferleriyle olan hayranlık , zaten bu belirttiklerim kitabın dışında genel görüşlerim. Kitabında yazar üstün bir hristiyan görüşüne sahip olarak zafer kazanmış edasıyla yazmış mı? yer yer evet batılılarda da bizde objektif yazmakta zorlanıyoruz ( yinede onlar daha iyiler) ama bu yazılanların incelemesinde gerçekci bir çok tespit var. Lakin gelişen ne Hristiyanlık nede zayıflayan İslamdı. Sorun uygulayıcıların bakış açısının toplumların ilerlemesi ve gerilemesini sağlayan etkenler, değişimlerdi. Toplumlar dinin etkisini siyasi yapıdan ne kadar uzak tutarsa,( buda ayrı bir tartışma) zamanımızda uygarlık seviyesini yakalayabilir (bence )Batı bunu çektiği sorunları sömürgeciliğin akan kanlı pınarlarında doldurarak zenginliğini bilim, sanat ve bireyleşmeye geçilmesi , burjuvazizm yapıları, devletin baskısından özgür sivil toplum hareketleri ve dini otoriteyi siyasi yapıdan gerçekten uzak tutması ile yakaladı. Bu yüzlerce yıl aldı. Batının son 400 yılda ürettiği edebi ve felsefi eserlerin muazzam sayısı yanında bizim matbaanın keşfinden sonra geciken sürecimiz ve son yüzyıla kadar doğru düzgün edebi eserimiz olmayışı, ihtiyaç duyulmaması ve bu eserlerimizin çoğunun batıdan alıntı ve benzerlikleri, yanı kendimize özgü bile olmayışı, aynı serüven tiyatro, sinema , sosyal medya ile devam etmesi, işte bunlar bile geride kalmamız için yeterli nedenler, bizler disiplinize olmayı, uzun vadeli planlar yaparak uygulayabilmeyi , okumayı, araştırma ve inceleme ile ortaya yeni bir üretkenlik katabilmeyi unutmuşuz yada başaramıyoruz.( girişimcilik denilen içi boş , sadece maddi beklenti hususları ile gereksiz buluyorum, sürekli şişirilen balonlardan biri.) Hatta günümüzde bizlere bakın; parayı nasıl kullanacağımızı bile hala bilmiyoruz, uzun süreli yatırım ve uygulamalardan çok kısa zamanda tüketme veya aşırmaya çalışıyoruz, bunu yaparken bile en gereksiz şeylere ör. beton veya bir zümrenin görgüsüzce zenginliğine aktarılması ve bunun alkışlanmasıyla yapıyoruz halbu ki doğru yerlere aktarabilsek ( eğitim, bilimsel çalışmalar, sanat, edebiyat vs. gibi) , batı ile aramızda ki uygarlık uçurumunu kapatmak için önemli gelişmeler kaydederdik. Çok detaylı girmeyeceğim kitapta aslında benzer hususları belirtiyor.( para ile iktidar üzerindeki farklı etkiler) Tarih bilinci, kültürel mirasın bilinci, coğrafi ve ziraii, sınai bilgi, hukuksal normlara olan ilgi ve sanat bunlara ne kadar yatkınız veya öğrenme gayretindeyiz? bu hususlar yerine sakız orucu bozar mı? başörtüsü sadece bir bez parçası mıdır yoksa kutsal mıdır? faiz ve enflasyon günah mı?onun iphone var benimde olmalı ? okumakla bişey olunmuyor? şurda 3 ünü sallandıracağın gör bak .... vb. artık saçmalıklari yerine yukarıda ki hususlarla ilgilenmeliyiz geçmişin olduğunu ve bilim , sanat, idari vs. konularının sadece İslam ile doğmadığını geçmişin bu kadim örgüsü oldugunu, bunu öğrenmeli ve geleceği bu geniş bilgiye sahip olarak yönlendirmeliyiz, yoksa şimdi ki ortadoğu gibi kendini aşşağılık kompleksine kapılıp deve kuşu gibi toprağa gömmemiliyiz , geçmişimiz muazzam bir kültür ve çoklu kültürlerle doğru ilişkilerle kompleks yapmadan, din elden gidiyor ve vatan millet sakarya hamasetleri ile koltuklarını korumaya çalışanları tepe taklak ederek uygarlığa açılan kapıyı aralamalıyız.( uygarlık kurtuluş mu? en azından ilk hedef olmalı)
Hata Neredeydi?
Hata Neredeydi?Bernard Lewis · Kronik Kitap · 20201,688 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.