Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
·
Puan vermedi
Türk Dostoyevsk'sinin Kutsal Kitabı
Türk Edebiyatının Dostoyevsk'si saydığım Oğuz Atay'ın başyapıtı tutunumayanların incelemesi üzerine yazmak elbette biraz HAD işi. Bu yüzden, haddimi aşmadan, biraz kenarından sadece üç beş kelam etmek niyetindeyim. Atay'ın romanını yazarken, 3 farklı dünya [gerçeklik] kurgusu üzerinden hareket ettiğini değerlendiriyorum. Birincisi, ayaklarımızın altındaki Yer kabuğuna karşılık gelen, diğer.tüm.canlılarla paylaştığımız fiziksel dünya. O, kendinde kurallarıyla kendini oluşturmuş, üzerinde yaşayanlarından bağımsız, kendi gerçekliğiyle 4,5.milyar yıldır evrilen, tüm canlı.ve cansızlara ev sahipliği yapan dünya. İkinci dünya ise, insanın inşa ettiği sosyal, toplumsal, iktisadi dünya. Bu dünya, bir yanıyla birinci dünya tarafından belirlenirken diğer yanıyla da kendine münhasır, kendi kurallarıyla ve kendi gerçekleriyle insanı ve diğer canlıları kapsayan bir gerçeklik. İşte tam da bu noktada, inşa edilen, kurulan, dizayn edilen ve planlanan bu dünyanın da kuranları, sahipleri, belirleyicileri ve düzenleyicileri olacaktır. Bunlar, bir yönüyle inşa edilen yaşamın/hayatın/dünyanın bir avuç sahibi/oyun kurucusudur aynı zamanda. Bu bir.avuç SAHİP, dünyayı, birbirine TUTTURDUKLARI tutamaklarla kurmakta ve inşa etmektedir. Örneğin; para, ticaret, mal, kölelik, ırkçılık, savaş, teknoloji, endüstri.vb. en temel.tutamaklardır. Bu temel tutamakların birbirleriyle olan ilişkileri.ve etkileşimleri de inşa edilen.dünyanın örümcek ağlarını oluşturmaktadır. Sahipler, inşa ettikleri dünyanın içindeki milyarlarca insanın bu tutamaklara ve örümcek ağlarına TUTUNMALARINI ister ve hedeflerler. Çünkü bu tutamaklar, kendilerine TUTUNANLARIN kanıyla, emeğiyle ve gerekirse de canlarıyla ayakta kalır. SAHİPLERİN İNŞA ETTİĞİ DÜNYA, TUTUNANLAR rızalarıyla ayakta kalmakta ve yaşamakta. Örneğin, kapitalist sömürgeci yönetimin, silah endüstrisi dünyasının bir çıkmazı olan savaş [tutamak], milyonlarca tutunanın, sorgulamadan ve karşı çıkmadan, canlarını vererek. manevi olgular yanılsaması altında yaşattıkları bir olgudur. Diğer tutamaklar için bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Üçüncü dünya ise, yukarıda bahsi geçen ikinci dünyanın TUTAMAKLARInı reddeden, içine sindiremeyen, uyuşamayan, adapte olamayan, sürüleşemeyen, tutunanlar tarafından İTİLEN bir avuç kopuğun dünyasıdır birazda. Yani TUTUNAMAYANLAR...işte tam da bu nokta da kitabın kahramanı selim de, bu üçüncü dünyanın temsilcisi olarak karşımıza çıkar her satırda. Bir türlü kendini bulamadığı, oturtamadığı, içine giremediği, kısacası tutunamadığı bir dünyayı anlatır bize aslında. Atay'da, anlatım biçiminde klasik ,yerleşik anlatım biçimine tutunmaz, binlerce okuyucuyu kitabın ilk 100 sayfasında delice bir tutunma sınavından geçirir. Çok azı Kitabın geri kalanına tutunma başarısını gösterir. Çünkü oğuz atay'ın bu baş yaptına tutunanlar, bir avuç TUTUNAMAYANDIR....
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062bin okunma
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.