Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

- Demin bana yüzümün pörsümüş, tazeliğini yitirmiş olduğunu söyledin. Doğru, ben yıpranmış bir elbise gibiyim; nedeni de ne iklim, ne de iş yorgunluğu. On iki yildur içimdeki ateş, yakacak hiçbir şey bulamayınca kapalı kaldı, kendi zindanını yaktı ve söndü. On iki yil geçti, sevgili Andrey; artık bu uykudan uyanmak isteğini bile duymaz oldum. Ştolts sabırsızlandı: - Niçin kendini çıkarmadın bu bataktan? Niçin, susup oturmakta ayak direyecek yerde, kendini kurtarmadın? -Kurtarıp da nereye gidecektim sanki? - Nereye mi? Hiç değilse Volga'ya, köylülerin yanına. Orada yapılacak daha iyi şeyler var. Hayatının bir anlamı olurdu; bir amacın, bir işin olurdu; Sibirya'ya, Şitka'ya bile giderdim ben olsam.. - Sen de insana her zaman öyle çetin yollar teklif edersin ki. Hem sonra yalnız ben mi böyleyim? Mihailov, Petrov. Semyonov, Stepanov... Saymakla bitmez; bir alay insan, hepsi böyle. Oblomov'un itirafları Ştolts'a dokunmuştu. Bir şey söylemedi, içini çekti; biraz sonra: - Evet, dedi; zaman insanları değiştiriyor; ben seni bu durumda bırakmam artık, alıp götüreceğim seni.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.