youtu.be/0eSdGlYjwB0?fea...
Bilinçli olarak hiçbir zaman açmam. Bilirim ki o tuşa basmak yalnızca müziği açmayacak. Duyduklarım birkaç notadan çok daha fazlası. Bugüne dek şaşmadan hep o buruk hisle;
annem akşam ezanı okunmadan evde ol, yoksa yarın sokakta oynamayı unut demişte ben ezan "Allahuekber" dediğinde topuklarım vura vura eve koşmuşum gibi.
Yahutta eve kırk yılda bir alınan gofretlerden kendi hakkım bitince annemin payını da yiyince gelen iç yanması gibi.
Mutluluğun ve hüznün bir arada olduğu ama benim ne gülebildiğim ne de ağlayabildiğim bir an gibi.
Bayramdan bayrama sarıldığım babama sarılmak için bir sonraki bayramı gözlemek gibi.
Yıllarca deniz üstünde bir gemide, deniz tutan kaptanı fersah fersah uzakta bekleyen yavuklusu gibi.
Güzel yazı defterine e'leri hep ters yazan bir çocuğun öğretmeninden sürekli azar işitmesi gibi.
Can yakan ama yaktıkça da iyileştiren yaranın üzerine dökülen tentürdiyot gibi.