Herkesin okuması gereken o roman (Spoiler içerir!)Öncelikle ben bu kitabı edebiyat öğretmenimin önerisiyle okudum. Kitabın uzun süre etkisinde kaldım. Kitap etkileyici ve akıcı bir kitap bundan dolayı okurken çok zevk aldığım bir kitap olmuştu. Martin karakterinin beğendiğim bir çok özelliği vardı. Mücadeleci olması özellikle aşkı için girdiği mücadele ve herkese rağmen hedeflerinden vazgeçmemiş olması ve başarmış olması.
Açıkçası ben Martın karakteri olmak istermiydim bilmiyorum ama ben Martın kadar mücadeleci olabilirmiydim bilmiyorum
Ben Martın' in o kadar uğraşından sonra mutlu olmasını çok isterdim. Martın karakterinin asıl amacı aslında aşık olduğu kadına kendini kanıtlama çabası ve onun için farklı bir Martın oluşu bunun sonucunda da Martın bunun bir işe yaramadığını fark eder.
Asıl kazandığı şey kocaman bir ün ve bir sürü başarılı eser. Onun istediğiyse bunlar değildi.
Martın karakteri kesinlikle Ruth'a aşıktı. Yaptığı her şey Ruth'a olan aşkından dolayıydı. Kitap hakkında söyleyebileceklerim neyi anlatıyor derseniz öncelikle imkansız diye bir şeyin olmadığını anlatıyor. Martın' in kültür ve maddi farklarına rağmen mücadelesini anlatan ve aşkı uğruna verdiği çaba ve gayret için verdiği mücadele sonucunda herşeyi başarmış bir adamın hikâyesi. Kitabın sonunda belirsizlikle kalmış ve bu belirsizlikten dolayı hayatına son vermiştir. Zaten kitabın son sahnesi en etkileyici sahnelerden olur. Sonu mutlu bitseydi bu kadar ünlenmezdi diye düşünüyorum.
Kitaba daha kapsamlı bakarsak
Martın Eden 1909 yılında Jack London tarafından kaleme alınan ve yazarın şöhrete kavuşmasını sağlayan yarı otobiyografik romandır. Martın Eden işçi sınıfından bir gençtir. Martın Ruth'a aşık olmasıyla üst sınıfa ulaşmak istemiştir. Ama işçi sınıfı buna engeldir. Daha büyük engele bakarsakta Ruth'a aşık olması ve onunla birlikte olabilmesi için en büyük eksik eğitimsizlik ve maddi durumudur.
Bu eksiklik işçi sınıfının genelinde yaygındır.
Martın Eden'in eğitimi sadece Ruth'a ulaşmak için bir yol olarak görmesi ve Ruth'un Martın'in yanında durmaması
buna rağmen Martın karakterinin Ruth'a ulaşmak için çaba harcaması romanın temelini oluşturuyor.
Martın Eden'in Ruth'a karşı olan karşılıksız sevgisi Ruth da aynı ölçüde değildir.
Martın hiç bir zaman sevgisine istediği karşılığı bulamaz. Ruth belli bir süre Martın'i bekleyecektir. Ruth'un sahip olduğu çevre ve sınıf farkından Martın'in kendi çevre ve sınıfına ulaşma sürecini bekliyordur aslında. Zaten Ruth'un ailesi Martın'i sınıf farklılığından dolayı istememektedir.
Bu süreçte Martın sınıfsal farkı kapatmak için aldığı eğitim ve yazarlık yapması, yazarlıkta başarısız denemelerden sonra tüm ümidini yitirdiği bir zamanda yazar olarak ünlenmesi ve üst sınıfa girişini sağlayan büyük bir başarıdır.
Martın de bu başarıyı kazanması amaca ulaşmış birinin verdiği boşluğu doğurmuştur. Bu boşluğu Ruth'un dönmesi bile doldurmamıştır. Öyle bir boşlukta kalmıştır ki ne üst sınıfı istiyordu ne de işçi sınıfını.
Bu his Martın'in daha da huzursuzlaşmasına sebep olup intiharla sonuçlanacaktır.
Roman yazıldığı dönemi, sınıf farklılıklarını belirlenmiş olduğunu, işçi soylu sınıfları arasında neler olduğunu ve farklılıklarını, işçi sınıfından birinin soylu sınıfına geçiş yapmanın zorluklarından bahsetmesi önemlidir.
Amacı olan ve çalışkan insanın başarıya ulaşacağı ulaştığı başarının amaçsız, doyum noktasına ulaşmış insanın ise boşluğa düşüp sıradanlaşması ve boşlukta hissetmesi hiç bir şeyin onu tatmin etmemesi de romanın vermek istediği önemli mesajlardan olur.
İyi okumalar :)