Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aslında bütün ilah tasvirleri -resim ya da heykel olsun-, varoluşa ve insana dair en derin hakikatlerin sembol ve alegorilerle anlatılışıdır. Dıştan bakanlar sıradan birer put, "içten" bakmayı öğrenenlerse onların bu ezoterik doğasını görecektir. Örneğin Kali'yi ele alalım. Bu kadim vedik tanrıçanın sembolik müphemliği daha isminden başlamaktadır. İsmi, sanskritçede eril bir ad olan kāla'dan gelmektedir. Kāla, eşsesli bir sözcüktür: "Zaman" anlamına gelen bir kāla, bir de "siyah, kara" anlamlarına gelen bir başka kāla vardır. Kali elbette bu iki mânâyı da bünyesinde içerir. Ona Kali Mata (Kara Anne) da denir. Zamanın hem yıkım-yokoluş hem de yaratma doğuran gücünü temsil etmektedir. Paylaştığım resim, ikonografisindeki en yaygın tasviridir. Şimdi bu resmin unsurlarına biraz yakından bakalım: Tıpkı burada olduğu gibi Kali, tasvirlerinin büyük çoğunluğunda siyahtır. Malumunuz, siyah aslında bir renk değildir; ışığı yansıtmayıp emen pigmentler siyahlığı yaratır. Onun siyah oluşu, yani kısacası bu renk yokluğu, her türlü formun ötesinde olduğunu simgeler. Çıplak oluşu bize yanılsamaların üstünde olduğunu gösterir. Kali'nin üç gözü vardır: Zamanın arketipik tasviri olarak, geçmiş şimdi ve gelecek üzerindeki egemenliğinin alametidir bu. İblisleri andıran uzun dişleri ve sarkan dili, onun her şeyi yutup yok eden doğasını remzeder. Yukarıya kalkmış iki elinden birinde bir khara(kılıç) vardır. Bu kan damlayan kılıç, cehaletin yok edilişini gösterir ki aşağı yöndeki iki elinden birinde tuttuğu kesik baş da bunun bir diğer alametidir. Ayrıca bu dört el, hem yaratma hem de yok etme gücünün yönlerini remzeder. Bu tasvirde, Kali'nin birçok iblisi yok ettikten sonra, yok ettiği iblislerin kanlarıyla mest olarak kontrolden çıktığı bir an gösteriliyor. Anlatıya göre, erkek kardeşi Vishnu onu sakinleştirmek için karşısına çıkar. Ancak Kali'nin öfkesinin sınırsız gücünün ötesini göremediğini fark edince yolundan çekilir. Bunu gören devalar, onun bütün evreni yok edene dek durmayacağından korkmaya başlar. Shiva, bu durdurulamaz güç karşısında tek bir çözüm görür: Tanrıça'nın üzerine basması için savaş meydanında yere uzanır. Kali, eşinin ayaklarının altında olduğunu görünce fazla ileri gittiğini fark eder ve sakinleşir. Tasvir, bu sahneyi bize gösteriyor. Varlık, yokluğu temsil eden dipsiz bir karanlıktan taşmıştır. Kali, her şeyin kökeni olan bu karanlıktır aynı zamanda. Fakat Kali, tantrik gelenekte aynı zamanda yüce ve aşk dolu bir ana tanrıçadır. Kali'nin Shiva'yı çiğnemesi sembolizmasının birkaç değişik yorumu yapılabilir. Shiva, gerçekliğin evrensel, yok edilemez ve formsuz yönü olan purusha ya da saf bilinçtir. Kali, maddenin imkânı, formun kökeni olan prakriti'dir. Bu ikisinin birliği varoluşu meydana getirir. Tantrik geleneğe içkin bir diğer yorumda Shiva bilinç (purusha) Kali'yi ise güç ve kudret (shakti) olarak görülür. Bilinç, bu güç ya da enerji olmadan yaratamaz, olanı koruyamaz ve yok edemez. Yani Shakti (Kali) ve Purusha(Bilinç), iki kozmik prensip olarak birbirine muhtaçtır. Bilinç (Shiva) olmaksızın güç (Kali) kontrolden çıkar ve saf bir yok edici olarak tezahür eder. İşte Shiva'nın Kali'nin ayaklarının altına uzanmasının bize anlattığı da tam olarak budur. Bilinç, onsuz edimde bulunamayacağı enerjiyi kontrol eder; enerji de onsuz pozitif yönünü gerçekleştiremeyeceği bilince uyum gösterir.
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.