- Kızıl kahkaha bu. Dünya çıldırdığında işte böyle gülmeye başlar. Dünyanın çıldırdığını biliyorsun değil mi? Ne çiçekler var üstünde, ne de şarkılar; derisi yüzülmüş bir baş gibi yuvarlak, pürüzsüz ve kızıl artık. Görüyor musun onu?
- Evet, görüyorum. Gülüyor.
-Bak ne oluyor beynine. Kanlı bir lapa gibi kırmızı ve bulamaç haline gelmiş.
- Bağırıyor.
- Canı yanıyor. Ne çiçeği var ne de şarkısı. Hadi şimdi ben de üstüne uzanayım.
- Çok ağırsın, korkuyorum.
- Biz ölüler canlıların üzerine uzanırız. Üşümüyorsun ya?
- Üşümüyorum.
- İyi misin?
- Ölüyorum.
-Uyan ve bağır. Uyan ve bağır. Gidiyorum ben...