“Tüm kelimeleri başkaları icat etti. Kendi muzipliğimi, kendi ritmimi ve buna karşılık gelen, kendimden sudur eden ünlüler ve ünsüzler istiyorum. Bu salınım yedi arşın uzunluğundaysa ben buna yedi arşın uzunluğunda kelimeler eklemek istiyorum.”
“Şimdi eklemli dilin nasıl oluşturulduğu daha net görülebilir. Sesli harflere takla attırıyorum. Sadece bir kedi miyavlaması gibi basitçe düşürüyorum sesleri… Sözler ortaya çıkıyor, sözlerin omuzları, bacakları, kolları, elleri. Au, oi, uh.”
“Her şeyin bir kelimesi var ama sözcük kendi içinde bir nesne hâlini almıştır. Neden bulmayayım bunu? Neden ağaç ‘plupluş’ olarak adlandırılmasın? Ve yağmur yağdığında ‘Pluplubaş’ olmasın? Kelime, kelime; küreniz, boğucu havanız, bu gülünç iktidarsızlığınız, aptalca hoşnutsuzluğunuz dışında kelime; bu sonraki konuşma, apaçık sınırlılık dışında kelime. Kelime, baylar, kelime birinci sınıf bir kamusal olaydır.”
Sayfa 13Kitabı okuyor
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.