Gönderi

Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim öğretim yılına yetiştirilmesi gerekiyordu. Kitapların Türk tarihi ile ilgili bölümlerini Atsız yazıyordu. O yaz, çok kere Maltepe'deki evde yapılan hummalı çalışmalarla geçti. Kitaplar yayımlandığında, kapaklarında Bedriye Atsızla diğer tarih öğretmeninin adları görülüyordu. Atsız'ın adı, tek parti dönemindeki kadar olmasa bile yine de 'sakıncalı' sayılıyordu." (Deliorman 2013: 98). Kitaplar İnkılâp Kitabevi tarafından 1953 yılında "Yeni Lise Ders Kitapları-Tarih I-IV" adıyla yayımlandı. Atsız'a ve Türkçülere karşı yürütülen kampanya durmak bilmiyordu. 24 Temmuz 1952'de yapılan kurultayda Türk Milliyetçiler Derneği başkanlığına Demokrat Parti milletvekili olan Sait Bilgiç seçilmişti. Genel İdare Kurulu'na seçilen Tahsin Tola da Demokrat Parti milletvekili idi. Fakat onların Demokrat Parti milletvekili olmaları da derneği takibattan kurtaramamıştı. Gazeteci Ahmet Emin Yalman'ın Malatya'da kurşunlanarak yaralanması da dernek aleyhinde yayınlara yol açmıştı. Nihayet 23 Ocak 1953 günü derneğin Ankara'daki merkezi mühürlenmiş, 80'e yakın şubesi de 24 saat içinde kapatılmıştı. 31 Ocak 1953 tarihinde de Sait Bilgiç ve Tahsin Tola partiden ihraç ediliyorlardı. Dernek aleyhine açılan dava 04 Nisan 1953'te sonuçlanmış, derneğin 10 lira para cezası ile mahkûm edilmesine ve kapatılmasına karar verilmişti (Darendelioğlu 1968: 254-263). Atsız'a göre Demokrat Parti'nin Türk Milliyetçiler Derneği'ni kapatmasının gerçek sebebi "Köylü Partisi'ni destekleyecekleri korkusu" idi (Ötüken 88, Nisan 1971: 4). Yücel Hacaloğlu'na yazdığı 25.10.1963 tarihli mektupta Atsız, Ankara'nın bazı köy ve kasabalarını gördüğünü yazıyor: "1953'te ben de Ankara ili içinde dolaşıp bazı köy ve kasabaları görmüştüm. Ben de o zaman başkentin köy ve kasabalarının iptidâîliğine şaşmıştım. Halk Partisi rejimi numunelik Etimesgut köyünden başka bir şey yapmamıştı. Kaldığım Keşanoz adlı köyü Ankara vilayetine ve bütün dünyaya bağlayan tek bir köprü vardır ki onu da Sultan Hamid yaptırmıştı. Güdül kasabasını ise bir Zenci köyü kadar pis ve iptidâî bulmuştum.” (Hacaloğlu 2013: 62-63). Atsız'ın Ankara köylerine gittiği ve Keşanoz köyünde kaldığı konusunda bundan başka bir kayda rastlamış değilim. Onun ne münasebetle bu köy ve kasabalara gittiğini bilmiyoruz. Mektuptaki bu bilgiyi belki de Deliorman'daki şu kayıtla birleştirebiliriz: “1953'ün yaz tatilinde Atsız Ankara'ya gitmiş, orada kardeşi Nejdet Sançar'ın evinde misafir kalmıştı." (Deliorman 2000: 96). 1952'de Remzi Oğuz Arık ile Cezmi Türk de Demokrat Parti'den ayrılmışlar ve 19 Mayıs'ta Türkiye Köylü Partisi'ni kurmuşlardı. 1954 seçimlerinden önce Sait Bilgiç ile Tahsin Tola, Isparta teşkilatının baskısı üzerine partiye tekrar alınmışlarsa da Türk milliyetçilerinin artık DP üzerinde herhangi bir etkisi yoktu. Türk Milliyetçiler Derneği'nin kapatılması için basında yürütülen kampanya sırasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı ziyaret eden ve dernek lehine konuşan Tevfik İleri'ye Bayar'ın "Ben onların CHP'ye karşı oldukları noktada CHP ile beraberim." demesi (Sefercioğlu, Türk Yurdu, Eylül 2011), milliyetçilik konusunda CHP ile DP arasında fark olmadığını gösteren somut delillerden sadece biridir. Türkçülere hayat hakkı tanınmak istenmiyor, matbaa kurma teşebbüslerine bile yan gözle bakılıyordu. Sait Bilgiç Demokrat Parti'den ihraç edildikten sonra arkadaşlarıyla bir matbaa kurmaya teşebbüs etmiş ve "Hür yayın evi kurmak için teşebbüs” başlığını taşıyan bir de broşür yayımlayarak "kendisine itimat edenleri yardıma ve ortaklığa” çağırmıştı. Ortaklar arasında çıkacak bir ihtilaf vukuunda da Nihâl Atsız, Bekir Berk ve İsmet Tümtürk'ten oluşan bir hakem heyetinin yetkili olduğunu belirtmişti. (63 Teşebbüsün akıbeti için bk. Sefercioğlu 2016: 96 vd.) 15 Eylül 1953 tarihli Milliyet gazetesi bu masum teşebbüsü, "Münfesih Milliyetçiler Derneğinin başkanı bu sefer de faaliyetine neşriyat yoluyla devama çalışıyor” alt başlığı ile veriyor ve haberi şu cümlelerle bitiriyordu: "Sait Bilgiç, malum mevzularda öteden beri kendisiyle işbirliği halinde bulunan elemanları da çevresine toplayarak nedense yeniden faaliyete geçmek lüzumunu duymuştur. Müspet yolda memlekete hizmet imkânları mevcutken, mumaileyh tekrar macera çığırına dönmesini alâkalı merciler dikkatle takip etmektedirler." (Akgöz 2016: 210-211'den). Bilgiç partiden ihraç edilmiş. Şimdi de tutmuş matbaa kuracak. Üstelik Atsız gibi biriyle de iş birliği yaparak. Olacak iş değildi. Matbaa kurmak "müspet yolda memlekete hizmet" olamazdı. Sadece kendileri matbaa kurup gazete çıkarabilirlerdi.
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.