Gönderi

O âna kadar savaşı zorunlu bir kötülük, çıkarları çatışan grupların arasındaki her anlaşmazlığın kaçınılmaz bir aşaması olarak görmüştüm. Kendisinin haklı, ötekinin haksız olduğu inancı, hırs, ki silahlı adamlarda yüz kere, bin kere ete kemiğe bürünüyordu. Üstelik her asker kendi güdüleriyle de hareket ederdi: korku, kendini koruma içgüdüsü, ganimet umudu, her neyse..
Sayfa 199 - Alfa KitapKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.