Gönderi

Hz. Resûlullah'ın kâli, söyledikleri şerîattır, hâli tarîkattır, sırrı ise hakîkattir. O sırra aşina olup şerîatten uzaklaşmamak da mârifettir. (Efendimizin, Mirâc hakîkatinden sonra bile şerîatten uzaklaşmaması...) Gelin görün ki, hem toplum hem de Müslümanlar olarak bu hallerden ve dilden uzaklaşmışız. Dolayısıyla ne Efendimizi, ne şerîatı, ne de tasavvufu anlayabiliyoruz. Şerîat derken el kesmeyi ve recmi (taşlamayı), tasavvuf ve tarîkat derken de bilmem hangi ekolü anlıyoruz. Sanılıyor ki şerîat, tarîkat ve hakîkat birbirinden kopuk kompartımanlardır. Bu yanlış telakkî, biraz da Batılı bir zihne ve eğitime sahip olmaktan doğuyor. Mehmed Zâhid Kotku Efendi'nin anlatıldığı bir kitaba Görünmeyen Üniversite ismi verilmiş. Ne kadar haklı ve doğru bir isimlendirme! Görünmeyen esaslı üniversitelerin kapısından ayrıldığımız günden bu yana zihinlerimiz ve kalplerimiz çoraklaşmıştır.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.