12 MART SONRASI BİR TÜRKİYE MİNYATÜRÜ
“Tam karanlığı bilmeyenler, dünyayı aydınlatacak bir ışığın da ne olduğunu bilmezler, bunu aramazlar,”
| Yenişehir ‘de Bir Öğle Vakti
| Sevgi Soysal
Selâmlar🩷
Bu kitap kusursuz bir mekan, kişi, dönem gözlemi içeren bir Ankara romanı.
Yenişehir ise o dönemin Ankara’sında Ulus ve Kızılay arasını ifade eden bir mekansal ifade.
Türkiye’nin buhranlı yıllarında cezaevi deneyimi yaşayan yazarımız 6 yılda yazdığı bu eserinde 1,5 saatlik bir Yenişehir kesiti sunuyor.
Önsözde de şu ifade var:
“Yenişehir'de Bir Öğle Vakti, öğlen güneşi altında çekilmiş eski bir fotoğraftır. Bir romandan çok dev bir hikâye.” Mustafa Arslantunalı
Kitap bir kavağın çöküşünü resmedilmesiyle başlıyor.
Kavak ve çöküş kurguda yer yer çöken, devrilen sistem ve bürokrasiyle ilişkili olarak yeniden aklımıza gelen bir metafora dönüşüyor.
Toplumun aydın, genç, yoksul, emekçi, bürokrat vb. kesimlerinden farklı karakter etrafında kurulmuş roman.
Karakterler kurguya bir trenin vagonlarıymış gibi giriyor.
Her karakterde bir trenin kompartmanları arasında ilerliyor hissi yaşatıyor, aradaki bağı yeni karakteri tanıyınca kuruyoruz.
Böylece farklı sosyal ve politik kimlikteki kişiler, onların yaşam ve ilişkileri minyatür bir 12 Mart sonrası ülke resmediyor.
O dönem adına uzman olanlar için daha çok anlam ifade edecektir ama bir okur olarak çok kapsayıcı buldum seçilen karakterleri.
Hem kişiseli hem toplumsalı su gibi akan bir kurguda işlemiş.
Kişisel sorunlar, ekonomik sorunlar, eşitsizlik, yozlaşmış düzenler, aile ilişkileri, siyasal iklim, particilik, namus meselesi, toplumsal cinsiyet adına dozunda perspektifler sunulmuş.
O dönemin sol kesimi için de tanımlayıcı bir perspektif anladığım kadarıyla.
Bazı kitapları okuduğumda bir daha böyle bir eser yazılmaz diyorum bu onlardan bir oldu tavsiye ederim.
Kitapla Kalın 
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti 
Sevgi Soysal
·
95 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.