Gönderi

"68. Vilâyete Seyahat”: Atsız'ın İlk ve Tek Yurt Dışı Gezisi O tarihte Türkiye'de 67 vilayet vardı. Mizahı çok seven Atsız, çok sayıda Türk'ün yaşadığı Almanya'dan 68. vilayet olarak bahsetmiştir.. 1969 yılının Ağustos ayında Atsız, ilk ve tek yurt dışı seyahatini yapar. 08 Ağustos sabahı uçakla, İstanbul'dan Münih'e hareket eder. Ötüken'in Ağustos 1969 sayısında Atsız'ın "dinlenmek ve tedavi olunmak üzere Almanya'ya" gittiği haberi verilmiştir (s. 15)."68. Vilâyete Seyahat" başlıklı yazısında ise Atsız, Almanya'ya gitme sebebini şöyle anlatır:"Zevcem yıllardır orada yaşadığı, oğlum da Münih Üniversitesine devam ettiği için Münih'e kadar uzanmak benim için, hele emekli olduktan sonra, normal sayılabilirdi. Israrlı davetlere rağmen şimdiye kadar gitmemiş, gitmeyi bir an bile düşünmemiştim. Son zamanlarda gerek arkadaşlarımın, gerekse tanıdıklarımın gitmem için telkinde bulunmalarının ve 'gitmende sayılamayacak kadar çok menfaatler vardır' diye öğüt vermelerinin nihayet tesirinde kaldım. İstanbul'un maddi ve manevi havasından da cidden bunalmış olduğum için altmış sekizinci vilâyete gitmek kararını kesin olarak verdim." (Ötüken, Aralık 1969: 3). Ötüken'in Aralık sayısının hemen hemen tamamı, Atsız'ın seyahat yazısına ayrılmıştır. Yazıdan öğrendiğimize göre Atsız'ın seyahati 52 gün sürmüş, bu süre zarfında eşi Bedriye Atsız'ın, 15 katlı bir apartmanın altıncı katında bulunan tek odalı evinde kalmış ve 28 Eylül 1969'da yine uçakla İstanbul'a dönmüştür. Bu arada Avusturya ve İsviçre'yi de görmüştür. Almanya ve Almanlar hakkındaki intibalarını mizahi bir üslupla kaleme alan Atsız, Münih'te yaşayan dış Türklerle de görüşmüş, onların çalıştığı Azatlık Radyosu ile “Dergi” idarehanesini gezmiş, onlar tarafından ağırlanmıştır. Şöyle anlatıyor: "Münih'e pek ânî gitmiştim. Fakat oradaki ırkdaşlarımız, yani Dış Türkler gidişimi keşfettiler ve doğrusu ardı arkası kesilmeyen ikramları, ziyafetleriyle beni çok mahcup ettiler. Onlardan bir Kazak Türkü [] vasıtasıyla, Rusya'ya Rusya'daki her dil ve lehçeyle yayın yapan Hürriyet Radyosunu, sonra da Amerikalıların çıkardığı 'Dergi' idarehanesini gezdim. Buralardaki Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik, Uygur, Azeri ve Kırımlı kardeşlerimizle tanıştım. Bazılarını İstanbul'dan tanıdığım ırkdaşlarımız bana üst üste şölenler ve toylar verdiler." (Ötüken, Aralık 1969: 8). Atsız'ın en çok Hasan Oraltay tarafından ağırlandığı anlaşılıyor. Çünkü bu ziyafetler vesilesiyle Kazakçanın bazı ses özelliklerinden, yenge'ye cenge dediklerinden bahsediyor; Kazaklardan birinin evdeşinin Türkiyeli olduğunu, oğlunun adının da Canıbey olduğunu yazıyor (Ötüken, Aralık 1969: 8). Oraltay'ın eşi Türkiyeli Hatice Hanım'dır; büyük oğlu da Canıbek adını taşımaktadır. Kimseye haber vermeden Türkiye'ye döndüğü hâlde sevenleri ve dostları Atsız'ın döndüğünü haber almışlar ve daha ilk günden telefon ve ziyaretlerle kendisine 'hoş geldin' demişlerdir. Bu arada çıkan bir söylentiyle de Atsız ince ince alay eder: "Bu arada Münih'e gitmekteki gizli maksadımın da açığa vurulduğunu öğrenmiş oldum. Bizim kırk yıllık baba dostları iki ülkedeki seçimler sırasında Almanya'daki Yeni Nazilerle Türkeş arasında bir bağlantı kurmak için gidip geldiğimi anlayıvermişler. Bu dünyada artık gizli iş yapmaya imkân kalmadı. Adamların elektronik beyinleri mi var, yoksa Moskof dayılarının göğe fırlattıkları uydular aracılığı ile mi öğreniyorlar, her ne yapıyorlarsa yapıyorlar, kuş uçurtmuyorlar." (Ötüken, Aralık 1969: 12). Bu Kazak Türkü, Atsz'ın sık sık mektuplaştığı Hasan Oraltay'dır. Daha sonraki "Moskof dayıları" ibaresinden de anlaşılacağı üzere bu ifadeyle komünistler kastedilmektedir. Ötüken dergisinin Eylül 1969 sayısında Nejdet Sançar'ın Türkeş hakkında bir yazısı daha çıkar: "Yaşayan Türk Milliyetçileri: Alparslan Türkeş”. Yazıda Türkeş'in biyografisi verilir ve bazı meziyetleri üzerinde durulur. Bu arada İslamcı bir gazete olan haftalık İttihad gazetesi, Türkeş aleyhinde 64 sayfalık bir broşür yayımlar: "İslâmî Hareket ve Türkeş." Broşür çeşitli yerlerde halka parasız olarak dağıtılır. Ötüken dergisi, Ekim 1969 sayısında "Din Tüccarlarının Son Marifetleri", Kasım 1969 sayısında “Türkeş Aleyhindeki Kitabın Tepkileri” başlıklı yazılarla Türkçüleri uyarır. Kitaptan, daha doğrusu kitabın yazarı Bekir Berk'ten Atsız da "68. Vilâyete Seyahat" yazısında alaylı bir şekilde bahseder. "Bu içkiyi özellikle Avukat Bekir Berk'e tavsiye ederim. Zihnine küşâyiş gelir. Hem, bir daha Türkeş aleyhinde daha parlak cümleler bulur, hem de benden aldığı ve birkaç yol haber gönderdiğim halde geri vermediği iki kitabı hatırlar. Benim hakkımı yediği için haydi dünya adaletinden kurtuldu diyelim; yarın mahşerde bu yüzden Cehennemde yanacağını da düşünmüyor mu? Üstadı Saîd-i Kürdi'den böyle mi öğüt aldı?” (Ötüken, Aralık 1969: 10-11).
38 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.