Gönderi

Sömürgecilik ve Emperyalizm
Bu dönemde birçok devlet korumacı gümrük politikalarına döndüğü halde, sanayileşmiş İngiltere serbest ticaret esasından ayrılmamış, sahip olduğu ticaret filosuyla yalnız nakliyeci bir devlet olmakla kalmayıp, aynı zamanda “dünya çapında bir atölye” (workshop of the World) haline gelerek ihracatçı bir devlet de olmuştur. Bu ticari rekabette gerek hammadde, gerekse üretegeldiği sanayi ürünlerine pazarlar temin edebilmek için İngiltere, Fransa’nın yanı sıra Almanya ve İtalya gibi yeni sivrilmekte olan sömürgeci devletlerle yeni arazi kazanımı yarışına girişmiştir. İngiliz emperyalizminin karşısına, önce Avrupa’da zayıflamış olan durumunu takviye etmek üzere sömürgelerini genişletmek ihtiyacı duyan Fransa’nın emelleri, sonra da Alman sömürgeciliğini kurmak isteyen Bismarck'ın beklenmeyen aşırı talepleri çıkmıştır. Bu yeni emperyalist genişlemenin öncelikli hedefini ise 1880’lere gelindiğinde bile çoğunluk itibariyle Batılı istiladan masun kalmış Afrika coğrafyası oluşturuyordu. 1875’de Afrika’nın sadece %10’u Avrupa kontrolündeyken, 1895’e gelindiğinde bu oran %90’lara ulaşır. Bu dönem zarfınca Avrupalı güçler, eldeki mevcut müstemlekelerine yaklaşık 23.000.000 km²’lik bir araziyi ilave ederler. Bununla birlikte Afrika’nın yanı sıra, Avrupa güçlerine Japonya’nın da katılımıyla, Uzakdoğu ülkeleri ve Doğu Asya kıyısı açıklarındaki deniz üsleri de göze çarpar biçimde toprak kapma mücadelelerine sahne olmuştur.
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.