Gönderi

Ötüken Dergisinin İşleri: Ötüken'e gelen şiirleri okuyup basılabilecek olanları seçmek de Atsız'ın işidir. Bu arada bir de roman yarışmasında jüri üyesidir: "Ötüken hakkındaki tenkitlerinde de haklısın ama ne yapalım? Eldekiler bunlar. Daha iyi şiir istiyorsun. Ben, bana gelen okkalarla şiirin en iyilerini seçip Sançar'a yolluyorum. O da onlar arasındaki en iyileri basıyor. Ben ve Sançar angaryalarla mahmûl olduğumuz için daha esaslı yazılar yazamıyoruz. Malazgirt'in 900. yıldönümü için açılan tarihî roman müsabakasına gelen 8 romanı bana gönderdiler." (Hacaloğlu 2013: 137). Atsız bunları, 21 Nisan'da Turan Kekevi'ye yazdığı mektupta söylüyor. 09-10 Mayıs 1971'de yapılan 10. Kurultayda Alparslan Türkeş'in yeniden Genel Başkan seçilmesi Ötüken'de haber olarak verilir ve Türkeş tebrik edilir (Ötüken, Mayıs 1971: 15). Metin Toker'in Milliyet gazetesinde yayımlanan "Solda ve Sağda Vuruşanlar" dizi yazısında Türkeş ve ülkücüler aleyhindeki iddialarına karşı Ötüken'in Ağustos sayısında da Türkeş ve ülkücülerin savunması yapılır. Özellikle, Atsızcı gençlerden biri olan Faruk Çil'in yazısı dikkate değer. 16 Mayıs 1971'de Osman Nuri Kurt'a yazdığı mektupta ise Atsız, MHP'ye ait yazıları Ötüken'de basamadıklarını ifade ediyor: "Yazılarınızdan MHP'ye ait olanları Ötüken'de basamıyoruz. Albay istemiyor. Sebebi şu: MHP'de bize ve Ötüken'e şiddetle muhalif, hatta düşman olan bazı elemanlar var. Bunlar bunu vesile yaparak Albay aleyhinde propaganda yapıyorlar. O da, parti lideri olmak dolayısıyla toplayıcı bir rol oynamak mecburiyetinden ötürü, bu hususta ihtiyatlı davranıyor. Zannederim parti oldukça gelişiyor. Bilhassa gençler arasında taraftarları çoğalıyor. Hele sıkıyönetimden sonra yapılan komünist tevkifatı Albay'ın evvelki uyarılarının ne kadar haklı olduğunu gösterdiği için kendisine karşı hükûmet içinde de bir sempati olduğu söyleniyor." (Hacaloğlu 2013: 141). Osman Nuri Kurt'a yazılan 30 Eylül tarihli mektupta da aynı kaygılar dile getiriliyor: "Bir de dergimizin tamamen MHP ile aynı paralelde gözükmesinin sakıncaları var: Partinin mutaassıp dindar unsurları bizden hoşlanmadıkları için bu yüzden dedikodu yapıyor ve Türkeş'in canını sıkıyorlar. Onun için biz de MHP'nin müttefiki olduğumuzu açığa vurmuyoruz." (Hacaloğlu 2013: 157). "Konuşmalar" Davası Devam Ediyor Tahsin Demiray'ın Ölümü: Bu arada "Konuşmalar" yazısı dolayısıyla açılan dava temyizden dönmüştür. Atsız ve Kayabek 09 Haziran 1971'deki duruşmadadırlar. 18 Haziran'da Osman Nuri Kurt'a yazdığı mektupta Atsız, duruşmayla ilgili bilgiler veriyor: "Bu arada, bizim dava da yürüyor. 9 Haziran'daki son celsede, mahkemenin Sıkıyönetime naklini istedik. Talebimizi reddettiler. Biz de Sıkıyönetim Komutanlığı'na dilekçe vererek, dosyamızın aldırılıp tetkik edilmesini, lüzum görülürse, Sıkıyönetim Mahkemesi'ne nakli için karar verilmesini istedik. Bunun hukuki dayanakları var ama bakalım ne olacak?" (Hacaloğlu 2013: 148). 1971 Haziran'ının son günlerinden birinde Atsız, Şişli Camisi'nde bir cenaze törenindedir. Sultani'den arkadaşı ve Bozkurtlar romanlarının ilk yayıncısı, yakın dostu Tahsin Demiray'ın cenaze töreninde hüzünle arkadaşını uğurlamaktadır: "Şişli Camisinden cenazesi kaldırılıp yanımdaki tanıdıklar uzaklaşırken iki kişi gelip bulunduğum sıraya oturdular. Bunlar Kadıköy Sultanisinden Tahsin'in ve benim sınıf arkadaşlarımız İlhami ile Namık'tı. Tahsin'le yıllardan beri temasları kesilmiş olduğu halde sırf vefakârlık dolayısıyla, gazetede gördükleri ölüm haberi üzerine gelmişlerdi. Emekli elçi olan İlhami 'içimizde en dinç o idi' dedi. İnsan öldükten sonra dinçlikle güzelliğin hükmü kalmıyor. Çok ilerde de bir gün gelecek; dünya, sanki bu insanlar hiç yaşamamış, bu savaşlar yapılmamış, bu acılar çekilmemiş, bu sevinçler tadılmamış, bu medeniyetler kurulmamış gibi bir sessizliğe bürünecek." (Ötüken, Ağustos 1971: 14). 14 Temmuz 1971'de "Konuşmalar" yazısıyla ilgili davanın ikinci duruşması yapılır. 07 Temmuz'da Atsız, avukatı Enver Yakuboğlu'nun yazıhanesine gitmiş ve birlikte savunma hazırlamışlardır (Hacaloğlu 2013: 151). Ötüken Dergisi Kapanacak mı? 1971 sonlarında Atsız yorgun, meşgul ve rahatsızdır. 05 Aralık 1971'de Oraltay'a yazdığı mektupta şöyle diyor: "Cevapta çok geciktiğim için kusura bakmayın. Hem işlerim çok, hem de rahatsızım. Maddî ve manevi olarak rahatsızım. Memleketin durumu da çok üzüyor. Bir başıbozukluktur gidiyor." (Hacaloğlu 2013: 161). Atsız'ın yorgunluk ve rahatsızlığı Ötüken dergisine de yansımıştır. Ötüken okuyucularına yapılan bir duyuruda derginin kapanma ihtimalinden bahsedilmektedir: "Ötüken'i çıkaran yorgun neslin mensupları, bütün yorgunluklara rağmen bu vazifeyi devam ettirmek dileğindedirler. Düşmanlara, düşmanlıklara, ahmak kafaların siyaset yaptıklarını sanarak Türk için mücadeleyi, Türklük düşmanlarına karşı mücadeleyi engellemek veya çengellemek istemelerine rağmen devam ettirmek dileğindedirler. Fakat, düşmanların bir hayat boyu yıldıramadıkları, yıldırmaya muvaffak olamadıkları kıdemli nesli, genç Türkçülerle orta yaşlılardan bir kısmı yılar hale getirmiş gibidirler... Genç ve orta nesilden bir kısım Türkçüler, Ötüken'e karşı olan vazifelerini, şüphesiz ihmalden, yapamamaktadırlar. Teşekküller, gruplar, şahıslar ne kadar istemekte iseler istedikleri miktar Ötüken her ay kendilerine gönderilmekte, fakat derginin yaşaması için çok lüzumlu olan dergi paraları bir türlü gelmemektedir... Bu satırlarla durumu Ötüken okuyucularına duyururken, kesin bir karara varmak üzere olduğumuzu da bildirmek istiyoruz. Bu karar birkaç şekilde olabilecektir. Bunlardan biri her yaştan ve nesilden vefasız dostlarla ilişiği kesmek, yani artık onlara Ötüken göndermemektir. Bir ikinci yol, Ötüken'in sekiz yıllık halis ve vefalı dostları için, gerekirse sayfasını azaltıp ve dışarıdan hiç yazı kabul etmeden, o vefalı dostlar için neşriyata devam etmek. Ve nihayet son bir şekil: Ötüken'i sekizinci yılın son sayısında, yani 96 numarada, yahut da dört sayı daha çıkarıp toparlak bir rakam olan 100. sayıda bir vedâname ile bitirmek. Aralık ayındaki 12. ve dolayısıyla 96. sayımızda kesin kararımızı sizlere bildirmemiz çok muhtemeldir." (Ötüken, Kasım 1971:2). Duyurunun altında Atsız'la ilgili bir rica da vardır: "Atsız, bir müddet için, istirahate çekilecektir. Bu müddet içinde, eğer yayın hayatı devam ederse, sadece Ötüken'e yazı yazacaktır. Maltepe'deki evinde de bir müddet bulunmayacak olan Atsız'a bir müddet telefon edilmemesi veya mektup yazılmamasını rica ediyoruz." Bu rica, Atsız'ın yoğunluk ve meşguliyetinin" derecesini açıkça gösteriyor. Ötüken'in Aralık 1971 sayısında dergiyle ilgili karar açıklanır: “Ötüken yayımına devam edecek." O sıralardaki başlıca meşguliyeti hazırlaması gereken kitaplar ve Türk Ansiklopedisi'ne yazdığı maddelerdir.
·
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.