Gönderi

Atsız Taşınıyor-Bostancı'daki Evin Şartları Çok Kötüdür Hacaloğlu'na yazılan 05 Aralık 1972 tarihli mektuptan Atsız'ın Bostancı'daki daireye de nihayet taşındığını öğreniyoruz. Evin kaloriferleri ve elektrikleri henüz çalışmamaktadır, kitaplar da eve sığmamıştır. Atsız'ın bu yeni evi, Bostancı'da dört katlı bir apartmanın zemin katında bulunan 8 numaralı dairedir. 100 metrekareden biraz küçük, üç odalı bir yerdir. Apartmanın adı Afşın Apartmanı olacaktır (Hacaloğlu 2013: 193, 199, 220). Nejdet Sançar ve eşi Reşide Sançar da 19 Mayıs 1973'te aynı apartmandaki 9 numaralı daireye taşınacak ve Atsız ile Nejdet Sançar vefatlarına kadar Afşın Apartmanı'nda oturacaklardır. Aynı apartmandan Hasan Oraltay ve Refet Körüklü de birer daire almışlardır. 07.01.1973'te Oraltay'a yazılan mektuba göre yeni evin durumunda hâlâ bir iyileşme yoktur: "Yeni eve taşındım. Taşınmaz olaydım. Kalorifer ve elektrik yanmıyor... İlk günleri mumla oturduk. Sonra bir aygaz lâmbası edindik. Evde dört kişiyiz. Ben, manevî kızım Kâniye, onun oğlu 2,5 yaşındaki Hakan, bir de üvey kızı 15 yaşındaki Kâmuran. Holde soba bacası olduğu için oraya aygaz ve arçelik sobalarını kurduk. 3,5x3 metre boyunda olan bu dar yerde oturuyoruz. Kitap odasına sığmayan kitaplarımdan bir kısmı ile buzdolabı ve masayı da koyunca holde yürümek bile mesele oluyor... İstanbul'a henüz kış gelmediği hâlde ben hastalandım. Utanmasam eski eve döneceğim... Apartman numarası 62 ama iki tane daha 62 var. Bu sebeple bana mektuplar eski adrese yazılıyor. Oranın postası tembihli. Gelen mektup, vesaireyi saklıyor. İki üç günde bir ya ben gidiyor, yahut birisini gönderip alıyorum." (Hacaloğlu 2013: 223-224). Olumsuz şartlar Mart sonuna kadar devam eder. Sık sık sular da kesilir. Ani gelen kış Atsız'ın sağlığını bozar. Üstelik küçük çocuk hastalanır, Doğum günü olan 12 Ocak günü Atsız, kar ve fırtına arasında çocuk doktoru aramaya çıkar. O günlerde elektrikler gelir ama tesisat bozuk olduğu için dairenin yarısına cereyan gelmez. Evde telefon da yoktur. Şubat'ın 20'sinde Atsız tekrar bronşite yakalanır, günlerce sokağa çıkamaz, hastalık birkaç hafta sürer, saçı sakalı birbirine karışır. Ancak Mart'ın ikinci yarısında manevi kızı Kâniye ve çocukları Maltepe'deki eve giderler ve Atsız yalnız kalabilir (Hacaloğlu 2013: 226, 230, 233, 235, 241). Bundan sonra da Kâniye Hanım, oğlu Hakan (Maviş) ve üvey kızı, haftada iki gün Atsız'a gelirler ve orada kalırlar. Onlar olmadığı zaman yemek ve bulaşık işlerini de Atsız kendisi yapmaktadır (Hacaloğlu 2013: 281). O günlerde dostlarına yazdığı mektuplarda Atsız, bu sıkıntılı günleri şu ifadelerle anlatır: "Hayatımın en berbat devrelerinden birisini yaşıyorum... Çok üzüntülü ve sıkıntılı günler geçirdim... Bütün fonksiyonum mektup yazmaktan ibaret... Bu evde huzurumuz sıfıra indi... Berbat bir hâlsizlik içindeyim. Mektup yazmak bile ciddi ve yorucu bir mesele oluyor." (Hacaloğlu 2013: 227, 229, 230, 239, 241).
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.