Yalan söylüyoruz. İnsanlığa umut
verebilmek için yalan söylüyoruz. Haklar diyoruz, eşitlik diyoruz, yasaksız bir dünya diyoruz. Oysa
bu düzende, faşizmin emperyalizmle ya da kapitalizmin teknokrat platformuyla ilişkisinde böylesi naif
bir yaklaşım, böylesi masalsı/ütopik bir söylem, elbette üçkâğıtçılık, elbette ciddi ciddi her kimliği özümsediği için amorf standartlarını yakalamış bir kimliksizlik, bir üniformasızlık, bir çıplaklık ve
sivillik pozisyonudur.