Gönderi

Din adamlarının mağaralara çekilerek aradığı ya da tutsakların ışık görmeyen zindanlarda maruz bırakıldığı karanlık ve yalnızlık nedeniyle normal görsel veriden mahrum kalmak, iç gözü harekete geçirerek düşler, canlı hayaller ya da halüsinasyonlar üretmesine sebep olabilir. Tecritte ya da karanlıkta tutulan kimseleri avutan ya da onlara işkence eden bu parlak renklerle bezeli türlü halüsinasyon silsilelerine verilen özel bir terim dahi vardır: “tutsak sineması.” Halüsinasyonların ortaya çıkması için bütünüyle görsel yoksunluk olması gerekmez, görsel monotonluk da neredeyse aynı etkiyi yaratabilir. Nitekim denizciler günlerini çarşaf gibi bir denize bakarak geçirdikleri zaman bazı şeyler gördüklerini (ve belki işittiklerini de) çok defa ifade etmiştir. Araçlarıyla engebesiz bir çölden geçen gezginler ya da uçsuz bucaksız, tekdüze buzulların arasındaki kutup kâşifleri için de benzer bir durum söz konusudur.
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.