Eve dönüp de kendimi odamda yalnız bulmaktan çok memnundum. İlk arzum yatağımın yanındaki koltuğa çöküp başımı yastığa gömmek ve hüngür hüngür ağlayarak rahatlamaktı; kendimi bu kadarcık şımartmaya şiddetle ihtiyaç duyuyordum ama heyhat! Kendimi tutmam ve duygularımı bir kez daha içime gömmem gerekti - derslikteki öğle yemeğine çağıran o iğrenç zil. Sakin ve gülümseyen bir yüzle aşağıya inmem ve gülüp saçma sapan konuşmam gerekti- ve evet, mümkünse yemek yemem de lazımdı, her şey gayet iyiymiş ve keyifli bir yürüyüşten dönmüşüm gibi.