Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Toprağı titreterek ilerliyoruz. Geçtiğimiz yerler savruluyor sanki, yanımız-yöremiz nal kıvılcımı. Bu kere de bir doru at edindim. Dorunun uğuruna inanırım. Beni yanıltmamıştır. Za­manın, atımın ayaklarının altından nasıl aktığını görüyorum, bir köprüden aşağıya baktığımda coşkun sular nasıl akarsa öyle gö­rüyorum atımın nallan altında akan zamanı. Hız içerisindeyken zaman başka türlü tartılıyor. Gözle görülür, elle tutulur oluyor. Görünmeye karar vermiş bir cin gibi. Hem çok çabuk geçen bir şey, sanki elinizden akıyor, sanki dizginleri çekseniz duracak; Hem de bir türlü geçemiyorsunuz ondan. Ve onu. Geçemiyorsu­nuz. Zaman üzerine çok düşündüm Efendim. Zaman, bizim işi­miz çünkü. Zaman kadar bize ölümlülüğümüzü düşündüren baş­ka bir şey yok, bir ulağın en önemli işiyse zamanı kullanmak. Kimi zaman baht meleği, kimi zaman ölüm meleği gibi görün­memiz belki de bu yüzden. Kim bilir, belki de bizler başkaları­nın gözüne, zamanın, hızın içinden çıkan cinler gibi gözüküyoruz. Arzulanan ya da istenmeyen kaderler götürüyoruz. Bir ulak zamanın anlamını iyi bilir, değerini. Zaman en çok sahip olunması gereken şeydir. Zaman bize sahip olur ve zaman tanır. Biz, bize tanınan zamanı değerlendirir, kullanırız. Yazgı­mız gibidir zaman da, küçük irademizle, büyük irade içerisinde kendimize yer açarız. Bütün bunları bilmekse zaman alır. Her zamanın kendi bilgisini zamanında bilmek, ömrü iyi kullanmak­tır. Böyle ömürlerin ardından pişmanlık yaşlan dökülmez. Çün­kü pişmanlıklar yaşanmamış gerçeklerin bilgisidir. Umuyorum ki, benim ömrüm de böyle ömürlerden olsun. Geç öğrenilmiş bilgilerle geçmiş zamanlara yanmayayım. Başkaları tarafından seçilmiş ömürleri yaşasak da, yanmayayım.
Sayfa 123
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.