Gönderi

480 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, İlber Ortaylı tarafından yazılmış bir biyografi kitabı. Kitapta Atatürk'ün hayatı ve liderliği anlatılmıştır. Atatürk'ün gençlik yıllarından itibaren askeri kariyeri, Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve modernleşme çabaları gibi önemli dönemlerini kapsar ve anlatılır.Mustafa Kemal Atatürk'ün liderlik özelliklerini ve Türkiye'nin tarihindeki etkisi vurgulanmıştır. İlber Ortaylı'nın okuduğum ilk kitabı ve kitabı genel olarak çok beğendim. " Atatürk, ittihatçıların menfi taraflarından nefret ederdi. kendisi de gençken yeminli ittihatçı olmasına rağmen, aşağı yukarı hareket ordusu macerasından sonra, binbaşılığından itibaren bu tavır ve hizipçilikten nefret edip, çatışarak kenara çekilmiştir. bazı arkadaşları da öyleydi ve halk partisi’nin içinde de bu tarzı takip etmiştir. mesela aydın’a geldiği zaman “burada muhalif bir genç var. serbest fırka reisi ve hayli etkili” deniliyor. kastettikleri o zaman daha “menderes” olmayan, Adnan Bey idi. anlatılanlar üzerine çok sinirlenerek Adnan Bey’i çağırmıştır. bunun üzerine Adnan Bey arza başlamıştır ki boş bir insan değildir, zira, askerliğini yedek subay olarak yapmış, istiklal madalyası almış ve amerikan koleji’nde okumuştu. memleketin halini, çiftçinin durumunu, ihmali, bürokrasinin tutumunu anlatıyor. o anda atatürk’ün tavrı ve yüzü değişmeye başlıyor. “sen bunları bana bir layiha halinde ver” diyor ve ondan sonraki dönemde onu aydın’dan mebus yapıyor. bu bir zihniyettir. ancak türk cemiyetinde bu tip liderler çok azdır." "Atatürk'ün, teknik bir adam olarak, ne filolojiyle ne de beşeri bilimler dediğimiz bilimlerle alakası vardı. ama o zamanın kıt türkiyesi'nde üniversite ıslahatında istanbul edebiyat fakültesi'ni kurdu. dil-tarih, ankara üniversitesi'nden eskidir. sümeroloji, hititoloji, hindoloji gibi bölümleri neden kuruyor? bir kere anlıyor ki türk tarihini anlamak için dünya tarihini bilmek lazımdır." "Atatürk yapı olarak sinirli bir adamdır. belirli bir dönemden sonra haşin davranmış olabilir ama kurmay subayları üslub olarak hiçbir zaman çok açık konuşmazlardı. sözle hakareti çok ölçülüydü ve bizim alıştığımız politikacının, hatta alıştığımız bürokratın üslubuna hiç benzemezdi. fakat bazen ağır mizahla hırpaladığı da görülürdü. bu mesela iran şahı rıza pehlevi'nin cezalandıracağı bürokratı bastonla dövmesi gibi bir davranışla mukayese edilemez. bürokrasinin üslub kaybına uğradığı günümüzde, bu hal bilhassa görülüyor. o günün kurmayı ile ankara bürokrasisinin herhangi bir adamı arasında dağlar kadar fark vardır. hatta şimdi daha çok fark vardır." "Ordu yeni kurulurken bir kurmay mektebi (erkan-ı harbiye) kuruldu. bu tarz bir mektep bütün kara avrupası'nda, yani Prusya, Avusturya, Rusya ve Fransa gibi kara orduları kuvvetli memleketlerde bile 3-5 sene farkla kurulmuştu. bu okul kurulunca otomatikman elit bir asker sınıfı ortaya çıkmıştı. burada yetişenler asker oluyorlar ama başka bilgi ve beceri de elde ediyorlardı. eminim ki çok uzun zaman fihriste bakıp nizamname aramayı, lügate bakıp kelime öğrenmeyi bir tek bunlar biliyorlardı. diğer eğitim branşları buna müsait değildi. matematikçi olmamalarına rağmen logaritma cetveli bakmayı biliyorlardı. mesela atatürk biliyordu. tabii bir de konuşmaya çok dikkat ederlerdi" Bunlarda yine kitabı okurken anlamlı bulduğum kısımlardan bazıları:)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811.4k okunma
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.