Gönderi

Kül rengi lepiska saçları omuzlarından sırtına süzülen Mehtap Hanım, tahta zeminde minik adımlarla seken titrek bir serçe gibi mutfaktan çıkıyordu ki birden durdu. Gün geçtikçe kalınlaşan ve saçlarının rengini alan zarımsı tabakanın altında gözleri, ilk evinin duvarını çatlatmış, oynaşıp duran, doğmaya heyecanlı bir bıldırcın yavrusu misali kıpırdandı. Mutfak kapısının ortasındaki cama yapıştırılmış poster sağ üst köşeden sarkmıştı. Mustafa Kemal, başında kalpağı, tek kaşı havada, çatık çehresiyle Mehtap Hanım'a bakıyordu. Utandı, kızardı, okşar gibi nazik derhal düzeltti. Atatürk'e özlem, hasret ve hayranlıkla baktı. Salona geçerken düşünceli çehresinin ortasındaki dudaklar terennümdeydi. Nerelerde kaldın ey serv-i nâzım Bana bir haber ver budur niyazım
Sayfa 193 - Sözler: Sakla bizi Üsküdar, Marmara sahilleriKitabı okudu
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.