Gönderi

"Benim içimde ona karşı en azından korkunç bir nefret sık sık kaynayıp köpürüyordu!Zaman zaman çay dolduruşuna, ayağını sallayışına ya da kaşığı ağzına götürüp çayı gürültüyle içişine bakıyor ve sanki bu yaptığı çok büyük bir suçmuş gibi ondan nefret ediyordum.Bu öfke patlamalarının bende aşk diye adlandırdığımız dönemlerdeki gibi son derece düzenli bir şekilde ortaya çıktığının farkında değildim o sıralar. Aşk dönemi, öfke dönemiydi; enerjik aşk dönemi, uzun bir öfke dönemi, aşkın daha zayıf bir şekilde ortaya çıkması da kısa bir öfke dönemiydi. İkisinin de, aşkın da öfkenin de aynı şekilde en hayvani duygu olduğunu, bu duygunun farklı uçları olduğunu anlamıyorduk o zamanlar.Durumumuzu anlamış olsaydık bu şekilde yaşamak korkunç bir şey olurdu; ama biz bu durumu anlamıyor, görmüyorduk.Yanlış bir yaşam sürdüğü sırada durumunun berbatlığını görmemek amacıyla etrafını bir duman tabakasıyla örebilen insan için bu hem bir kurtuluş yolu, hem de idam kararı demektir.Biz de öyle yapıyorduk. "
Sayfa :6061Kitabı okuyor
·
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.