Buna bende yemin edebilirim anladıkça, anlamlandırdıkça; fiiliyata, eyleme, amele dönüşmesi gerekiyor ki dönüşmezse "kitap yüklü merkep!" hükmüne rûcu ediyorsun. Zor olan bilgi, bilmek değil bildiğinle bilebildiğin kadar amel etmek! Bunu ne kadar becerebilirsen bir o kadar anormalleşiyorsan çünkü hayat kendi rutininde, normal akışında devam ediyor...
Her suale, her söze cevap verecek kadar alçalırsan ilmin hikmeti ve bereketi kalmaz! Onun içindir ki ne güzel demiş Allah Rasulü; "Susmakta sizin için büyük bir nimet ve hâyr vardır"
Boşuna denmemiş; Cehalet , mutluluktur. Gerçekten öyle. Olaylarının alt metnini okuyabilmek ne kadar yorucu ve kırıcı. En çokta anladığını anlatamamak yoruyor beni.
Dostoyevski' burada kastettiği amel mamel ishal vs. değil, 'fazlasıyla anlamaktan' kastettiği bir şeyleri anladığını sanırken gerekli bir çok şeyi hatalı şekilde ıskalayarak aslında anlamamış olmaktır. Bilgi sonuçta "ırgat tarifesi" değil veya köle amelciligi hiç değil!. Düşünmek (Heideggerci anlamda) aksiyondur(Arapça iğrenç ishal çağrıştıran 'amel' değil).