Gönderi

Tamam, diyelim ki uykudayız. Bütün bu ayrıntılar da, yani gözlerimizin açık olması, başımızı sallamamız, elimizi uzatmamız, aslında birer düş; dahası belki de bizim ne ellerimiz böyle ne de tüm bedenimiz. Ama ne olursa olsun uykuda görünen bu şeylerin adeta birer renkli resim olduğunu kabul etmek zorundayız ve bu resimlerin ancak gerçek şeylere benzetilerek çizilebileceklerini; dolayısıyla en azından bu cins şeylerin, yani gözlerin, başın, ellerin ve tüm bedenin hayali şeyler değil de, sahiden var olan şeyler olduğunu da. Çünkü gerçek şu ki, ressamlar bile Sirenleri, Satirleri en alışılmadık biçimlerde çizmeye heveslendiklerinde, onlara baştan sona yepyeni bir doğa biçmezler, sadece değişik türde hayvanın kolunu bacağını birbirine kararlar. Ya da o ana değin eşi benzeri görülmemiş yepyeni bir şey, yani tamamen hayali, gerçek dışı bir şey uydurmayı başardıklarını kabul etsek bile, bu kez de hiç değilse o resmi meydana getiren renkler gerçek olacak. Demek ki bu tür şeyler, yani gözler, baş, eller ve benzerleri hayal ürünü olabilseler de, en azından daha basit ve daha genel olan başka şeylerin gerçek olduğunu kabullenmek zorundayız, hatta bunların sanki gerçek renklermiş gibi, zihnimizde doğru ya da yanlış ne varsa hepsinin imgelerinin oluşturan öğeler olduğunu.
··
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.