Gönderi

67 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Günlerden bir gün, gene ananemin rahatsız koltuğu payıma düşmüş, biraz da uykusuzluk var tabii; teknolojik aletlerin hepsinin şarjı bitik, televizyonda da dandik dandik programlar, usulca açıyorum dolabı kitaplarıma bakıyorum hangisini okusam diye. Sonra Tezer Özlüyle göz göze geliyoruz, alıyorum elime kitabı, e kısa zaten tekte okurum diye düşünüyorum akabinde, ama öyle olmuyor. Alıyorum yastığımı uzanıyorum koltuğa, kendimi bildim bileli yatak dışı her yerde uyumak daha konforlu gelir bana ama bir türlü ananemin bu yeni koltuğunu sevememişim, ışık ise bembeyaz parlıyor tepemde, tadım da kaçık biraz. Açıyorum kitabı, yavaşça okumaya başlıyorum. İlk önce ne karakterle bağ kurabiliyorum, ne de isimlere cinsiyet atayabiliyorum, kitabı garipsediğimle kalıyorum, bir kaç yeri de tekrar okuyorum ama yok, bir türlü alışamıyorum. E olur öyle yeni tanıştık belki ilerde birbirimize ısınırız deyip okumaya devam ediyorum, sonra farkediyorum ki kitap kendisine ısınmam için yazılmamış, biraz başına buyruk, tek istediği onu dinlemem. Biraz daha okuyup bırakıyorum kitabı, ışığa bakarak kitabı düşünüyorum; beni tak diye içine attığı aile hayatının bana ne kadar yabancı olduğunu, buna rağmen düşüncelerimizin paralelliğini, karakterlerlerinin tiplemelemelerini nereden tanıdığımı... Böyle böyle ısınıyorum kitaba istemeden, bunları düşünürken ışık iyice yakıyor gözlerimi. Ardından kapayıp ışığı çarşafını sermeye üşendiğim koltuğa kıvrılıp yatıyorum. Ertesi gün, sanırım gene gece ve bu sefer kendi yatağımdayım. Her şey çok daha rahat ve konforlu, odamın ışığı da o kadar parlak değil, vakti zamanında ampulün değişmesine izin vermemiştim, ne kadar iyi yaptığımı düşünüyorum. Usulca kaldığım yeri açıp başlıyorum okumaya. Bu sefer o kadar garipsemiyorum, tüm gün boyu beynimin bir köşesini oyalayıp durmuş kitap. Heyecanla okumaya devam ediyorum, karakterin ismi neydi hatırlamıyorum ama onun ölüme olan açlığını iliklerime kadar hissediyor ve merakla ne yapacağını okuyorum. Karakter pek de yavaş olmayan bir şekilde delirmeye başladıkça onunla beraber deliriyorum, içimdeki bir şey sürekli kitabı garipsemeye devam ediyor, elimde değil. Kimi zaman Tezer Özlü'nün fikrini sonuna kadar desteklerken buluyorum kendimi, kimi zamansa kafamda onunla tartışıyorum, anlaşmamıza gerek olmadığını biliyorum tartışırken, o yüzden ekstra keyif alıyorum. Ardından dehşete düşüyorum, düşündükçe düşünüyorum. Beynine verilen o elektriğin varlığını duyumsuyor ve ne ara karakteri bu kadar benimsediğimi düşünüyorum. Ardından kitap son buluyor, gönderinin de son bulduğu gibi.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816.5k okunma
·
111 views
Batu okurunun profil resmi
Ve bu inceleme de tam olarak bu kitabın yazılış formatında olmuş. Bir yere varma hedefi yok (iyi veya kötü bir eleştiri olarak söylemiyorum), kayalara çarpa çarpa, yön değiştirerek giden nehirler misali insan psikolojisini, bilinç akışımızı gözler önüne seriyor. Kitaba dair bu kadar bilgi vermeden inceleyen ama kitabı da bu kadar iyi anlatan az incelemelerden biridir, kaleminize sağlık.
martı martıoğlu okurunun profil resmi
Amacım da tam olarak buydu ama ilk kez bu şekilde yazmayı denediğimden birtakım çekincelerim vardı paylaşmaya dair ama sonunda aman deyip paylaşmaya karar vermiştim. İyi de yapmışım, teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.