Gönderi

-Ne tuhaf değil mi? -Tuhaf olan şey ne? -Herşey; herhangi birşey. -Felsefenin dozunu yine kaçırdın galiba. -Kaçırdığım birşey varsa bunca zaman farkına varmadan geçen mucizevi anlar olmalı. -O konuda kesinlikle hak veriyorum sana ama bence kaçırdığın birşey daha var. -Neymiş o? -Ne olacak aklın. -Yok ya! -Yaa! Millet aklını peynir ekmekle yer sense felsefeye banarak yemişsin. Kaç defa söyledim felsefeye bu kadar yüklenme diye. Arada başka şeyler de oku. Klasik bir roman olabilir mesela. -Bana içerisinde felsefi izler barındırmayan tek bir klasik eser söyleyebilir misin? -Söyleyemem belki. Pek çok kategoride eser miktarda da olsa felsefe mutlaka vardır ama edebiyatta en azından saf felsefi eserler kadar yoğun değildir. Felsefi romanların içinde felsefe türlü olay örgüleriyle kurgulanmış bir hayatın içinde bir sis bulutu gibi dağılıp gider. Bir de romanımsı felsefi eserler vardır ki felsefenin mi edebiyata yoksa edebiyatın mı felsefeye baskın çıktığını asla kestiremezsin. Zaten kestirmen de gerekmez ama kendini hiç tahmin bile edemeyeceğin konuların peşinden sürüklenip giderken bulursun. O yüzden bu soylediklerimi fazla ciddiye alma. Normal ve makul ölçüler için de kalmaya gayret et. Fırsatını buldukça gül, gülümse. Gülmek için fırsatlar ara.
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.