"Evet... Ucuz bir siyah-beyaz bir televizyon aldım geçenlerde... giderken açık bırakmıştım... onları kandırmak için... evde insan olduğunu sansınlar diye... galiba ben yokken televizyon patlamış... eve dönünce dumanlarla karşılaştım... itfaiye buraya gelmiyor... bütün mahalle alev alsa da gelmezlermiş... dumanlan yararak eve girdim... alevler vardı... zenciler içerdiydi... katiller ve hırsızlar... ellerinde su kovalan, yangını söndürme ye çalışıyorlardı... oturup seyrettim... bir şişe şarap bulup açtım, içmeye başladım... zenciler koşuşturuyorlardı... bir süre sonra yangın söndü... du manlar ve korlar yüzünden öksürüyorduk... 'Kusura bakma moruk,' dedi zencilerden biri, 'geç kaldık. Çete toplantısındaydık. Birileri dumanın kokusunu almış.' 'Sağolun,' dedim. Yanlarında bir şişe cin vardı, beraber içtik, sonra gittiler.