Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hiçbir şeye akıl sır erecek gibi değildi. İnsan yaşıyor, yeryüzünde ordan oraya koşturuyor, at üzerinde ormanlardan içeri dalıyordu ve çevresindeki pek çok şey gözlerini dikip istekle, sözverilerde bulunup özlem uyandırarak kendisine bakıyordu: Akşamleyin gökte bir yıldız örneğin, mavi bir çançiçeği ya da saz yeşili bir göl, bir insanın ya da bir ineğin gözü. Ve bazen öyle oluyordu ki, sanki hemen o anda daha önce hiç karşılaşılmamış, ama hanidir özlemlerle yaşatılmış bir olay gerçekleşecek, bir perde tüm nesneler üzerinden çekilip alınacaktı; ama derken geçip gidiyordu bu an, hiçbir şey olmuyor, bilmece çözülmeden kalıyor, gizli büyü bir türlü kendini ele vermiyordu. Sonunda insan yaşlanıyor, Peder Anselm gibi uyanık, manastırın yöneticisi Başrahip Daniel gibi bilge biri olup çıkıyor, hâlâ hiçbir şey bilmiyor bazen, bekliyor, hâlâ çevresine kulak kabartıyordu.
Sayfa 78
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.