Uzerinde ,kanin,somurunun,savasin,entrikanin bitmedigi ve hatta tum bunlarin kendisinin yazgisi haline geldigi topraklar...
Ve o topraklar uzerinde yasayan insanlarin köklerine tutunmaya calismasina izin vermeyen bu yazginin insanlarda olusturdugu aidiyet psikolojisi ile savrulan hayatlar,kimliksiz kimlikler...
Cografyanin karmasik kaderinin insanin ruhunda,inancinda,yasam tarzindaki yansimasini okuyoruz "Dunyanin Avlusu"nda.
Her gelenin farkli izler olusturdugu topraklarda yetisen insanlarin ruhuna sirayet eden bu izlerin izini surerken gorunenin arkasindaki gercekle karsilasiyoruz. Ve su alinti bunu cok guzel ozetliyor ;
Şam in duvarlari arasinda ne kadar iyi korunmustur nefretimiz. Ne kadar naziktir. Hicbir mutluluk belirtisi gostermeden gulumsemeyi ve gulmeyi ne kadar guzel ogrendik.