Gönderi

Isırgan Otu
Günün birinde, ısırgan otlarını koparmaktan helak olmuş köylüleri gördüğünde, köklerinden koparılmış ve şimdiden kurumuş bu bitki yığınlarına bakarak "Ölmüşler. Aslında onlardan yararlanmayı bilmeniz iyi olurdu. Isırgan otu körpeyken yaprakları çok lezzetlidir; kartlaştığında keten ve kenevir gibi telcikleri ve lifleri oluşur. Isırgan otu doğrandığında kümes hayvanları, öğütüldüğünde büyükbaş hayvanlar için güzel bir yem olur. Samana katılan ısırganotu hayvanların tüylerini parlaklaştırır; tuzla karıştırıldığında muhteşem bir sarı boya oluşturur. Yılda iki kez biçilen mükemmel bir ottur. Peki ısırganotu ne ister? Bira toprak yeter, ne özen ne ekim ister. Sadece ot olgunlaştıkça tohumları döküldüğü için toplaması zordur. Hepsi bu. Isırganotu biraz çabayla yararlı hale gelecekken, ihmal edildiğinden zararlı bir ota dönüşüyor. O zaman onu kökünden koparıyorsunuz. Çoğu insan ısırganotuna benzer!" demiş, kısa bir sessizliğin ardından eklemişti: " Dostlarım, şunu aklınızda iyi tutun, kötü ot ya da kötü insan yoktur, sadece kötü çiftçiler vardır. "
Sayfa 198 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.