Gönderi

Kādî Abdülcebbâr kendi kendine şu soruyu sordu: “Nazar, Allah’ı bilme yolunda vâciplerin ilkidir. Çünkü O, ne zaruri olarak ne de müşâhede ile bilinebilir. Bu durumda “zaruri ve müşâhede” ifadelerinin anlamı nedir?” sorusu şöyle cevaplanır: “Zarûret” sözlükte ‘ilcâ’ (zorlamak)” anlamına gelir. Nitekim Allah Teâlâ “Mecbûr edildiğiniz durum hâriç”17 âyetinde “zarûret” kökünü “ilcâ’ (zorlama)” karşılığında kullanmıştır. Örfte ise zarûret: “Kudreti dâhilinde bulunan şeyler cinsinden olması şartıyla, insanda iradesi dışında hâsıl olan şey” demektir. Bundan dolayı cinsi, gücümüz dâhilinde olduğu için “zaruri hareket” denilirse de, cinsi kudretimiz dâhilinde olmadığı için “zaruri renk” denilmez; mutlak olarak kullanıldığında “zarûret” kelimesinin anlamı budur.
Sayfa 78 - 1.ciltKitabı okuyor
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.