Psikolojik açıdan inceleyecek olursam: Distopik bir dünyada sosyal çıkarımlar yaparken, bir suçludan fazlası olup, kaybolmuş bir gencin sınırlarını keşfetttiği hikasine tanıklık ettim. Sevmeye hazır olana dek nefret saçan genç Alex, sevebilmek için neyi bekliyor? Onlarca kez sorduğum bu sorunun cevabı, kitabın sonlarına doğru kendini açık etti. Bir diğer taraftan, travmanın ve sahte travmaların, kahramana fiziksel ve zihinsel etkileri incelenebilir. Travmatik stres bozukluğunu yapay olarak yaşayan kahraman bunu aşıyor ama gösterip gösterilebileceği en büyük girişimle. En uç noktalarda yaşayan Alex`e böylesine büyük bir isyan yaşatan yazar, eserin sürükleyiciliğini koruyor. Ben bozmamak adına fazla detaya girmemeyi gerekli görüyorum. Sosyolojik açıdan inceleyecek olursam: Yazar, dikkat çekmek istediği tüm konularda önce büyük bir iştah uyandırarak, okuyucuyu kahraman ve öyküsü ile her seferinde aynı heycanla başbaşa bırakıyor. Adından da anlaşılacağı gibi Otomatik Portakal bireyin ıslahı adına yöneticilerin neler yapabileceğini gösteriyor. Suçlarla dolu bir şehirde; itaat eden suçlular farklı bir geleceğe sahip olabiliyorken, itaat etmeyenler en yaratıcı ve en şeytani şekilde bastırılıyor. Yönetimin asıl amacının, suç değil de itaat olduğunu bir biçimde hissettiriyor. Eserde; "suç" bireysel değildir toplumsaldır gerçeğinin altını defalarca çizen yazar, özgürlün de toplumsal değil bireysel olduğu farkındalığını ustalıkla vermeyi hedeflemiş ve başarılı olmuş. Böylesine büyük bir eseri tam olarak sarıp sarmalayacak bir inceleme yazamayacağımı da belirtelek okunması gerektiğinin üstünde duruyorum. Keyifli okumalar.

Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,3bin okunma

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Onur Çari