...ayaktakımından kimselerle bir tartışmaya girmekten kaçınmanın yukarıda zikredilen sebeplerine daha bir ciddiyetle dönüyorum. Her halükârda tartışmalar sayesinde bir başkasının kavrayış/anlayış gücünün yardımına koşmaya çalışabiliriz; fakat verdiği cevaplarda bir inatçılık emaresini sezer sezmez tartışmayı orada kesmeliyiz. Çünkü çok geçmeden dürüstlükten uzaklaşıp çirkinleşecektir ve teoride mugalata yahut laf cambazlığı olan şey pratikte hakkın önünü bile bile tıkamak , kasıtlı olarak güçlük çıkarmak demektir. Fakat burada başvurulan hileler laf cambazhiklarndanbile daha ucuz ve kıymetsizdir. Çünkü irade onun rolünü oynamak için anlayış gücünü bunlarla perdeler. Sonuç
her zaman iğrenç ve tiksindiricidir; çünkü pek az şey bile
bile yanlış anlayan insanı gözlemlediğimiz zamanki kadar
büyük bir öfke ve hiddet uyandırır. Her kim ki hasmının
sağlam delil ve temellendirmelerini kabul etmez ya doğrudan zayıf ya da dolaylı olarak kendi iradesinin üstünlüğüile bastılarak zayıflamış bir akla sahip olduğunu ele verir.