Gönderi

Postmodern düşünürler için bilginin artması, anlamın da arttığı ya da hakikate yaklaşıldığı anlamlarına gelmez. Onlara göre bilgi artışları yasaları keşfetmeye değil, yeni yorumlar yapmaya yarar. Fakat yorumlar arasında bir hiyerarşi olamaz. Yani hiçbir yorum birbirinden üstün ya da geride değildir. Bu da modernizmin yorumlarını imtiyazlı kılmış olduğu entelektüelleri ve seçkinleri bir anda sıradan yurttaşlara dönüştürmektedir. Postmodernizme göre madem hakikatin bulunması yolu insan zihnine kapalıdır, o halde hiçbirinin hakikate ulaşamayacağı bu yorumlar havuzunda, hiçbir yorum diğerlerine üstünlük iddiasında bulunamaz. Hiç eğitim görmemiş bir kişinin yorumları ile bir profesörün yorumları arasında üstünlük bakımından bir hiyerarşiden söz edilemez. O halde entelektüellerin ve seçkinlerin artık topluma hakikate ulaşma doğrultusunda önderlik yapmalarını beklemek anlamsızdır. Madem nesnel bir hakikate ulaşılamaz ve hakikat görecelidir, o halde herkes kendi hakikatinin peşinden gidebilir. Baudrillard "Daha ve daha fazla bilginin ve daha ve daha az anlamın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. (...) Bilginin anlamı ürettiğini düşünüyoruz fakat olup biten tam tersidir" (Simularca and Simulation, s. 79-80) diyerek bu durumu özetlemeye çalışmıştır. Böylece postmodernist metinler, hakikatin önemsizleşmesinin yolunu açmıştır.
Sayfa 39 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.