Gönderi

Akl-ı Se­lim:
Doğru karar verebilen, selâmete ermiş akıl; sağduyu. Akil (k kalın okunur): Akıllı kimse. Akıllı şahıs. Akil olan, akıllı olan anlamlarında kullanılmaktadır. (Akıl zarûrîdir; ama insanda, ancak aklın sınırlı olduğunu anlayacak kadar akıl olmalıdır.) Akl-ı selîm sahibi olup da tefekkür eden bir insanın Rabb’ini bulması, O’na ve bu ilâhî ihtişam ve azamete hayran olması gâyet kolaydır. Bu, selîm aklın ve berrak bir vicdânın en tabiî neticesidir. Bir insan, kâinâtta ve kendisinde olup bitenleri hakkıyla tefekkür etse, kâfir ise îmâna kavuşur, mü’min ise îmânına seviye kazandırır; mârifet ve muhabbet basamaklarında yol almaya başlar. *** Akıl zarûrîdir; ama insanda, ancak aklın sınırlı olduğunu anlayacak kadar akıl olmalıdır.” Sırrı ve hikmeti elde edebilmek için aklı vahyin içinde kullanabilmek elzemdir. Çünkü; Akıl sınırlıdır. Zira o da yaratılmıştır. Akıl yanılır, şaşırır. Akıl, Allâh’ın takdir ve lutfettiği ipuçları ve deliller ile akleder, bir hükme varır. İnsana âmâde kılınmış varlık üzerinde, tefekkür, müşâhede ve tecrübeleriyle; ayrıca asırlardır devam eden insan düşüncesinin birikimini de kullanarak keşifler, îcatlar ve tahliller yapar. Fakat, hiçbir malûmâtının, hiçbir delilinin olmadığı sahada akıl, karanlıklar içinde kalır ve bir adım ilerleyemez. Ruh, din, ölüm ötesi ve benzeri mânevî bahisler; aklın tek başına hâll ü fasl edebileceği sahalar değildir. O.Nuri Topbaş
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.