Bir tanıdığımızı, onu hiç görmemiş birisine tarif etmemiz istendiğinde, bütün yapabildiğimiz, “siyah saçlı, iri gözlü, kalın kaşlı, yuvarlak çeneli” gibi bazı özelliklerini saymakdan ibaret kalır. Bu tariflerimizde ne kadar ayrıntıya inersek inelim, ne kadar gerçekçi olursak olalım, anlattığımız yüzü muhatabımızın hayalinde doğru bir şekilde canlandırmayı ya hiçbir zaman muvaffak olamayız. Bunun nedeni dilimizin veya hayalimizin bir kusuru değil, yüzümüzün mükemmelliğidir.