Türk Edebiyatı'nın en kıymetli eserlerinden biri.Yazar ele aldığı merkeze oturttuğu karakterle, psikolojik çıkarımlarla ve içselleştirdiği kalabalıklar ardında yalnız bir kalp olgusuyla tekrar düşünmemiz, kendimizi sorgulamamız gerektiğini hatırlatıyor bizlere.Ve kitapta başkalarının istediği gibi yaşayan Raif Efendi'nin neden böylesine dünyaya kendini kapadığını, bir kenara çekilmiş varlığının umursamazlığını, isimsiz karakterimizin merakı, gözlemleri ve bir gün eline geçen defterin ardından aralanan satırlarla çözümlüyoruz.Raif Efendi'nin aslında tanıdığımızdan çok farklı olan geçmiş yaşamına izinsiz kafamızı uzatıyor bugüne kadar ki tüm tanımlamalarımıza bir çizgi çekiyor onun nazarında kendimize çeviriyoruz tokmağın ucunu: biz aslında kimiz, ne kadar yaşamın içindeyiz? Hayatın tek bir anı yeter mi kendimizi tanımaya, başkaları hakkında kesin yargıya varmaya. Babasının isteğiyle Berlin’e giden ve oradaki bir sanat galerisinde hayran kaldığı bir tabloyla karşılaşan Raif Efendi, tabloda resmedilen kadın portresinin yaşamını derinden etkileyeceğinden habersizdir.Daha sonra takıntı derecesinde hayran olduğu tablodaki yüzün sahibiyle karşılaşınca değişen hayatı rüzgarın savurmasıyla ayrıldığı yoldan bambaşka bir Raif'e sürükler onu.Yaşadığı olayları önleyemez.Tren raydan çıktıktan sonra önemsemez olacakları.Ona dayatılan her şeye boyun eğer.İnsanlar tarafından önemsenmeyen aslında hiç anlaşılamamış biridir artık.Dıştan fark edilemeyeni hissedebilecek içsel bir göze ihtiyaç vardır onu anlayabilmek için.Bu sırada Sabahattin Ali girer devreye.Usta kalemiyle tüm hassas kalplere dokunur. Kitap bittiğinde bile çözümlenemez parçalar dağılmıştır.Çünkü insan bir yaşama sığmaz.Ancak hissedilebilir bir kalemin ucundan.Sabahattin Ali'nin bu eserini keyifle okumanızı dilerim.

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,9bin okunma

·

35 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cansu Baral