Müjdat Gezen ile söyleşi...
"Efendiler!. Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..."
Bu, ATATÜRK'ün sanata ve sanatkâra karşı büyük sevgisini gösteren sözlerinden biridir.
"Sanatkâr toplum içinde, uzun çaba ve çalışmalar vermekte, alnında ışıklı sevinci ilk hisseden insandır."
"Bir millet sanatdan ve sanatkârdan yoksunsa, tam bir hayata mâlik olamaz."
Müjdat Gezen on yıllardır kültür ve sanat Dünyamıza hizmet etmiş, MSM Müjdat Gezen Sanat Merkezini kurarark yetenekli gençlere eğitim vererek, verdirerek, tiyatro ve sinama Dünyasına kazandırmış, bunu yaparkende Maddi bir çıkar ve menfaat gözetmemiş müstesna şahsiyetlerden biridir.
Anı mektup söyleşi türündeki bu kitaptada hayata ve sanata, topluma bakış açısını ifa etmiştir.
Ben okumaktan fevkalade haz aldığım seçkin kitaplardan biri idi diyebilirim.
Kitaptan bir kaç alıntı.
Paylaştıkça azalan şeyler vardır. Mesela bir tabak baklava, bir dilim ekmek, iki yüz elli gram zeytin, paylaşınca azalır. Sevgi paylaşınca, mutluluk paylaşınca büyür, artar çünkü ondan ona, ondan ona, ondan ona büyüme arz eder. Onun için paylaşmak çok güzel bir şeydir. Özellikle güzel şeyleri paylaşmanın tadına varılmaz.
Bir insan, insansa yardım eder. Bir insan karşısındaki kişi nin yakınmasını, yardıma muhtaç olduğunu görüyorsa, yardım etmek onun en doğal işidir. Görev gibi bir şeydir. S.165
Sanat, uygar toplumlarm işidir. Kültür işidir. Karşüıklı bir etkileşimdir. Karşınızda, sanatınızı sunabileceğiniz nitelikte ve kültürde bir toplum yoksa, daha kat edilecek çok yol var de mektir... Hadi sanatı bir kenara bırakalım şimdilik, asgari ma kul şartlarda yaşamak için bile uygar olmak elzemdir... S.168
Medeniyet sözcüğünün öz Türkçe karşılığı “uygarlık”tır. Ve gerçekten uygar bir insanı, haline tavrına bakarak hemen anla yabilirsiniz. Kendisini uygar olarak gösteren bir insan sadece konuştuklarıyla, düşünceleriyle değil, yaptıklarıyla da bu düşün cesinin gerçekliğini ispatlar. Bir adam güzel güzel konuşurken, uygarlık için hiçbir eylemde bulunmuyorsa ve hâlâ da onun uy gar olduğundan söz ediliyorsa, bu pek doğru bir şey değildir. Uy garlık kül halinde mütalaa edilmelidir.
İnsan nasıl uygar olur? Kendini yetiştirir, toplumla özdeş, ona yararlı bir hayat sürmeyi amaçlar. S.168
Haksızlık yapmak ile haksızlığa uğramak arasında bir seçim yapmak gerekirse, haksızlığa uğrayan tarafta olmayı tercih ederim. Haksızlığa çok uğradığım için üstesinden gelebiliyorum. Birine haksızlık yaparsam onun vicdani yükünü taşıyamam. Kafayı yastığa koyduğumda uyuyamam, S.179
Zihinsel rahatlık için en çok kitap okumayı, tabiatta, ağaçlar altında, deniz kıyısında olmayı tercih ediyorum. S.221
Birçok yetenekli, zeki ve eğitimli kişi mücadele etmediğinden dolayı ilk akıntıda yok olup gitti. Müjdat Gezen’i Müjdat Gezen ya pan en önemli özelliklerden birisi de mücadeleyi hiçbir zaman bırakmamasıdır. Böyle olmasaydı başına gelen olaylar karşısında pes eder ve yok olmayı seçerdi, fakat o, akıntıya karşı yüzmeyi seçti.
Yaşamdaki zorluklar karşısında direndi, dumşunu bozmadı, ilkelerinden ödün vermedi. Tüm olumsuzluklara rağmen kim seye kin beslemedi, hep affetti, paylaşmaktan ve sevmekten hiç vazgeçmedi. S.229
Benim için Müjdat Ağabey, kitap olan insanlardandır. İyi bir kitabı okumak okura pek çok şey katar ya, kitap olan insan da insanlara çok şey katar.
Kendisi ziyadesiyle kâmildir. Bir değil, on değil; kitapları, oyunları, filmleri, dizileri, tiplemeleri, şiirleri, öyküleri, okulu, tiyatrosu ile yüzlerce eserin sahibi... Mevlâna demiş ki: “Kâmil odur ki; koya dünyada bir eser/ Eseri olmayanın, yerinde yeller eser. ” S.231