Gönderi

Dinimiz temizliği emrederken, biz müslümanlar niye temizliğe riayet etmiyoruz, dinimiz düzenliliği tavsiye ederken biz niye kuralları çiğniyoruz; başka milletler sağlığına gözü gibi bakar, kollarken, biz niye sağlığımızı tahrip ediyor, bedenimizi hoyratça yıpratıyor, ciğerimizi zifirle dolduruyoruz; adalet mülkün temeli iken bizim toplum niye hep kanunsuz işler peşinde... Çünkü bizim toplumumuzda zihniyet bozulmuş, değer hükümleri tahrip edilmiş, hürriyetler kısıtlanmış, hakkı söyleyen tepelenmiş, zalim baş tacı edilmiş, dalkavukluk özendirilmiş, suçlu cezasız kalmış, din dışlanmış, din alimleri kötülenmiş, dinî kurumlar yıkılmış, bunların hepsi de inkılap icabı diye hoş görülmüş, toplumun örfü, âdeti, âdabı, zevki, şevki, mânevî müesseseleri, kontrol mekanizmaları, adalet teşkilatı harap edilmiş, iyi insanlar hapse veya darağacına götürülmüş de ondan işler böyle tersleşmiş. Bizim devrimcilerimiz ya dünyayı hiç tanımamış, laikliği anlamamış, medeniyeti hazmedememiş ya da düpedüz vatan haini... Buradan çok iyi görülüyor: Hayat öyle entegre, öyle muazzam bir sistem ki her şey o kadar birbiriyle ilgili ve bağlantılı ki mâna-madde, din-devlet öyle iç içe ki! Dini tahrip ederseniz, devlet de düzen de hak da adalet de elden gidiyor; her şey altüst ve herc ü merc oluyor. Allah celle celâlüh, bizim aydınlarımıza, devrimbazlarımıza, sorumsuz sorumlularımıza, devlet adamlarımıza, zinde güçlerimize akıl, fikir, ilim, irfan, iz'an versin ve merhamet ihsan eylesin, gerçeği göstersin, hakka ve hizaya getirsin!
Sayfa 178Kitabı okudu
·
329 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.