Gençliğimde uzak bir dağ köyünde öğretmendim. Başıma iş açtım orada da. Ne dedim biliyor musunuz, dedim ki bir gün
derste, yağmur bulutlardan yağar. Su buhar olur, sonra da buhar bulut olup göğe ağar, sonra da efendim bir soğuk tabakaya
gelince yağmur olup yere iner. Vay sen misin bunu diyen, ne gavurluğum, ne dinsizliğim kaldı. Demek yağmuru Allah değil de bulut yağdırıyor ha... Şikayetler, dövmelere kalkmalar. Sonra, sonra ne olacak, o çağ bu çağ gibi değildi, de ben kıyılmaktan kurtuldum.