-Bakın ne kadar doğru söylüyor; sahiden hata işlediğinizi görüp kızdınız; kendinizden utandınız. Söyleyecek başka şey yok. Oblomov'un hakkı varmış. Ona inanmamışsınız, Sizin bir tek hatanız bu. Ondan vaktinde ayrılmalıydınız; fakat güzelliğiniz onu fazla büyülemiş.. Siz de onun kumrular gibi saf sevgisine tutuluvermişsiniz
-Söylediklerine inanmamıştım. İnsanın kalbi bu kadar aldanamaz sanıyordum..
-Aldanır, hem öyle aldanır ki bazen! Fakat bu macera sizin kalbinizle ilgili değil: Bir yandan gururunuz ve hayaleriniz, bir yandan zaafinız rol oynamış... Hayatınızda artık başka bir sevinç olmayacağından, bu soluk ışık söndükten sonra büsbütün karanlığa gömüilmekten korkmuşsunuz.
-Ağladığım zamanlar gözyaşlarım kalbimden gelmiyor muydu? Onu aldatmış değilim, her zaman içtendim.
-Aman canım, bir kadın her șey için gözyaşı döker: Leylak dalı için, parkta sevdiğiniz köşe için acı çektiğinizi kendiniz söylediniz.