"İnsan aşktan değil de aşkın yoksunluğundan ölebilir galiba. Yaşanması mümkünken yaşanamayan aşk kalbe ağır gelir, nefes almayı zorlaştırır, yaşamı tatsızlaştırır. Ya öldürür ya da yaşatmaz. Hangisi daha kötü bilemiyorum. Sanırım buna herkes kendisi karar vermeli."
Zehra, otuzlarında, aşık olup olmadığına karar veremediği biriyle evlilik yapmaktan son anda vazgeçmiştir. Aslında kalbinde bitiremediği eski aşkından dolayı hayatında net kararlar olmak onun için zor olmaya başlamıştır. Bir de çok sevdiği Kıbrıs'tan ayrılıp İngiltere'de yeni bir yaşama başlamak bu durumu daha da zorlaştırmıştı.
O, içinde yaşadığı ikilemler ile boğuşurken, hiç beklemediği bir anda iki yıl önce kaybettiği büyükannesinin vasiyeti eline ulaşır. Daha önce adını bile duymadığı Mayi Adasında bir ev ona miras bırakılmıştır. İşin ilginç yanı bu evden aile fertlerinden hiç kimsenin haberinin olmamasıdır.
Kendi adını taşıyan çok sevdiği büyükannesinin evini merak eden Zehra, gerçekleri öğrenmek için adaya gitmeye karar verir.
Adanın güzelliği onu mest etsede herkesin ona Ayışığı diye seslenmesi merakını iyice artırır. Avukatın yeğeni Selim'in ona verdiği eski mektuplar ile de büyükannesinin yıllar önce yaşadığı büyük aşk ortaya çıkar. Acaba bu aşk neden bitmiştir ve bu evin sırrı nedir?
Adada yaşadıkları ve öğrendikleri ile kendisiyle yüzleşen Zehra, Selim'in pişmanlıklarını da dinleyince bunları kağıda dökmeye karar verir. Böylece bize de kitap içinde kitap okumanın keyfini çıkartmak kalır....
Fezile Olkanlı
@eyobiiyayinlari
Semra
#engelsizokurlaokuyoruz #SonbaharMasalı #kitaptavsiye #neokumalı
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.