Bir aşk öyküsünün artık büyük bir tutku, bir çile ve ıstıraplar öyküsü olma özelliğini yitirdiği ve ancak psikanalitik anlamda bir patalojik "çöküş öyküsü" olarak görüldüğü ve ancak böyle bir hastalık öyküsü olarak anlatılabileceği günümüz koşulları altında, medyanın bize ilettiği cinsellik, insanı bir bütün olarak kavrayabilecek bir cinsellik değildir. Bu cinsellik insanı mutlu kılmaz, olsa olsa "düşkün"leştirir.