Buraya gelin geldiğim ilk zamanlar, etrafta çok bar, pavyon vardı. Zengini bol ya buranın, İstanbul'un, İzmir'in değme dansözleri, ciğersöken konsomatrisleri çalışırmış hep. Yükünü tutan İstanbul'a, İzmir'e döner, tutamayan Antep'e, Kilis'e falan düşermiş. Erkeklerin çoğu çıkmazmış bu pavyonlardan. Nice kadın bu yüzden kocasından, yuvasından olmuş. Her kabul gününde, her biri başka bir hikaye anlatırdı. Erkeklerin, evlerinde bulamadıklarını buralarda, bu kadınlarda aradıkları söylenirdi. Ben de kocamı evde tutmak için, akşamları rakı sofrasını kendi ellerimle kurmaya, en sevdiği mezeleri hazırlamaya, dansöz kıyafetleri diktirip tüller pullar içinde karşısına geçip göbek atmaya başlardım.